Aşk,
öyle ilkokul okuyup alfabeyi öğrenmek değil, ya da kırmızı yanarken yoldan karşıya geçmemek gerektiğini bilmek hiç değil...
Aşk...
Çoğunlukla süslü kelimelerle anlatılan, ama yeri geldiğinde çamurlu bir yüzün ardında bıraktığı tebessümdü kimi işçilerin suratlarında, kimi zaman da çaresizliğin umuduydu bir “iyiki varsın” cümlesinde olan.
Aşk aslında bir çocuğun oynamak için bahane aradığı bir oyuncak ya da bir gün batımıydı bazı şairler nazarında...
Aşk...
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman