AŞK dedim bastırılmamış isyanlara

Diyecektim ki…
Kıyamet kopacak birazdan
O kıyametin içine tek renkli bir gökkuşağı konulacak
İncitmeyen kelimeler yarışacak birbiriyle
Dilimizle ezdiğimiz cümleler
Temize çekilecek sayfalarda
Danışıklı çıkaracağız göğün ruhunu maviden.

Diyecektim ki…
Martılar neden güneşe doğru uçar sevgili
Neden gökte ay büyür gözlerimize karanlık sürüldüğünde
Yıldızlar neden arkalarını döner
Gecede dağılan çığlıklara.
Bir bulsam imgelerimin arka bahçesindeki sonsuzluğu
Hüzünleri seviştireceğim ay zamanlarında
Getirip sereceğim gök mavisini
Vesikalık resimlerin sırlı bakışlarına.
Belki martılar konuşur o zaman.

Adını koyamadığım ne çok şiir var
Sevincini kaybetmiş sayfaların üstünde
Oysa tam sevişecektim
Usulca yanına uzanan kelimelerle.
Cümlelerimi soyacaktım gözlerinin mahmurluğunda
Sonra utangaç bir kentin
Tavan aralarına saklayacaktım uzun susmalarımı
Mor yaralarıma
Avuç içi yalnızlıklarını sürüp
Yasak tenlere baharı giydirecektim.

İsimsiz bir mevsimin tam ortasındayken
Loş bir şarkının eskimeyen nakaratında
Beyazlar giymiş kadının siyah gözleriyle ağlayacaktım
Bilmediğim bir dilde şiirler yazıp
Düşlerine konuk olacaktım.
Ay doğmuş zamanların hüzünlerinden
Bütün izlerini sileceğim diyecektim.
Issızlığın koynuna
En derin suskunluğumu yağdıracaktım rahmet gibi
Filizlenecektim mısralarında.

Şimdi bütün diyeceklerimi unuttum sevgili
İnfaz edilmiş gökyüzünde
Bir zanlı gibi şiirlerimi arıyorum
Kurduğum cümlelere yalanlar söyleyerek
Yok sayıyorum sürgünlüğümü.
Diyorum ki;
İçinde baharlar barındıran hüzünkâr şehir
Özlemin bütün hallerini say bana
Ya da dudaklarım olmadan öpmeyi öğret.
Yüreğime serptiğin yıldız tanelerini
Denizin ve dağın şahitliğinde topla
Yoksa teri kurumuş bir çölün içinde
Üşür düşlerim.
Yoksa yasaklı bir şarkıda infaz edilir bedenim.

Keşke
Gökyüzünden yağmurlar çaldığımızda
Bulutlarla söyleseydik
Yaşanılacak en güzel şehrin aşk olduğunu.
Damarlarımızdaki nehirlerin
Oradan geçtiğini söyleseydik keşke.
Haydi, bir çift güvercin sevişirken imgelerimizde
Bizde günah çıkaralım
Kaçak yolcuların durağında.

06. 02. 2013