Korkmamalı, kaçmamalıyım,
Unutmamalıyım kollarımdaki o ağrıyı,
Hissetmeliyim acıyı, sevmeliyim ağlamayı, bilmeliyim korkuyu.
Aşkı yakalamalıyım
Sokaklardaki taşların aralarında,
Bulmalıyım inşaatlardaki tahtaların aralarındaki,
Sıcaklık yüzü görmemiş
Ve hiç kimsenin bulamadığı, dağlardaki bulutların içindeki
Kaybolmuş sevdayı.
Aşkı bulmalıyım;
Ellerimdeki çiziklerle birlikte
Alnımdan akan terlerle,
Şu karşıda akan ve sesinin şarkı gibi dinlendiği
Hiçbir zaman tükenmediği
‘Çimenlerin sabahları ıslandığı vakitte’ suyun
Bilmeliyim ki çiçeklerin üzerindeki arıların uçuşunu,
Sevmeliyim ki beni bu dağların yani bu ağacın yani bu sevmeyi, ağlamayı.
Geceleri türk sanat musikisinin o bitmeyen, o tükenmeyen namelerini
Sabahlara kadar dinlemeyi yatağın yanında
Ve o ot kokan ‘sabahlara kadar ağlatan köpek ulumalarının yanında’ evimin
‘Sabah olduğunda denizlerdeki gemilerde,
Sabahın erken vaktinde kalkıp ağlarla balığa çıkan sandallarda’ aşkım
Bulmalıyım onu, ağaçların kavuklarında bulmalıyım,
Yaşamak için toprağın altına saldığı o sayısı bilinmeyen
Ve yapraklarına bir damla su getirebilmek için dolaştığı uzun yolda ağacın
Köklerinde ve bin canlının yaşadığı, ağlamayı yada sevmeyi bilmeyen
Kendisinden başkasını düşünmeyen, düşünemeyen o canlıları
Dinlemeliyim sabahlara kadar oturup,
Bir gün martıyı, bir gün kargayı, bir gün baykuşu, dinlemeliyim
Sabahları penceremin önündeki sivrisinek vızıltılarını.
Bulmalıyım aşkı kar yağdığındaki
Ayaklarımın ıslaklığıyla.
Aşk dediğin; çiçeklerin açması değil mi
Arıların bal yapması değil mi kovanlara
Sevmek değil mi boş arazilerdeki atların birbirlerine yaptığı
Kimsenin cesaret edemediği ve onun için masallardaki kahramanlar gibi
Şehri kurtarmak yada suçluları yakalamak, okul yıllarında şiirler yazmak kapılara
Sıraları karalamak, tahtaya baştan başa ismini yazmak,
Sabah okula geldiğinde dayak yemek öğretmenden
Sokakta top oynamak arkadaşlarla, top oynarken camları kırmak
Akşam eve geldiğinde dayak yemek babandan
Ve annenin ağlamasın, canı yanmasın diye sana sarılması değil mi
Duvarlara ismini yazarken boyalarla, komşunun kızı Ayşe’nin ihbar etmesi değil mi
Ve polislerin gelip seni tutuklaması
Daha sonra babanın gelip seni kurtarması değil mi aşk dediğin.
Şarkıların bitmeyen ve tükenmeyen konusu
Resim albümlerindeki insanlara bakmak, cam kırıklarındaki kum tanesi gibi
Birbirinden ayrılmamaları değil mi
Hiç bilmediğin bir şarkıyı sırf yanındakilere ayıp olmasın diye söylemek değil mi.
Evinin yanındaki çiçeklerin açması ve sarmaşıkların tüm evi sarması,
Yağmur yağarken dışarıda ki hayvanları düşünüp ağlamak
Ve yağmurun altında saatlerce bekleyip gökyüzüne bakmak ve düşünmek
Daha sonra 15 gün yatakta yatmak aşk değil mi dediğin...
Aşk değil mi...
Kayıt Tarihi : 28.10.2001 15:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Onur Karanak](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/10/28/ask-dedigin-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!