Aşk Çözümlemesi
O’na dair ne varsa yazılmış ya da söylenmiş, hepsinin bir yanı eksiktir.
Aşık olmayandan aşkı dinlemek, hiç denize girmeden denizde yüzmeyi anlatmaya çalışmaktır. Ya da balın tadına bakmadan şahane lezzetini anlamaya çalışmak.
Dünyada var edilen her şey geçici iken nasıl olurda aşk kalıcı olabilir ? Descartes’e göre her şey bir cevherdir ancak bütün bunların dışında ve yine tüm bunları kapsayan bir cevher daha vardır.
Peki aşk nasıl bir cevher ki aşıklar ölüp bu dünyadan göçseler bile aşkları halen yaşamakta. Leyla ile Mecnun Acemler için neyse Romeo ve Juliet o olmuş İngilizler için. Ferhat ile Şirin de bu toprakların aşıkları olmuşlar.
Hiç kavuşamamak büyüttükçe büyüttü bu aşkları ve aşıkları.
Birde kavuşanlar var. Mum ve pervane (gece kelebeği) gibi. Fuzuli’de divan şiirinde demiş ya ;
“Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahumdan muradum şem’i yanmaz mı”
Evet ikisi de yandı. Mum yavaş yavaş içten içe yanardı zaten. Pervane ışığının tesiri ile aşık oldu muma. Döndükçe döndü etrafında. Her dönüşte daha da yaklaştı sevgiliye. Ve ilk dokunuş !! pervanenin bir kanadı yandı. Acılar çekerek ve inleyerek önce uzaklaştı ışığından, aşkından. Sonra tekrar toparladı kendini ve döne döne yaklaştı, yaklaştı ve sarıldı aşkına. Bu sefer iki kanadı da yanmıştı. Uçamayacaktı ve acılar çekerek can verecekti. Bu olay olmadan önce adamın biri dedi ki;
Ey pervane! Kimse sana mumun uğrunda boşu boşuna öldüğün için iyi ediyorsun demez.
Pervane de; Ama zaten aşıkda “aşık olmuş” desinler diye aşık olmaz. Mum beni yakarmış, yanarmışım. Bunun ne önemi var. Yansam ne olur, kavrulsam ne çıkar.
Ben kendi isteğimle kendimi ateşe atmıyorum ki! Boynumdaki aşk zinciri beni ateşe sürüklüyor. Ben, yârimi sevdiğim için onun ayakları altında can vermeye hazırım. Amacım budur, zevkim de bundan gayrısı değildir.
Ey bana öğüt veren adam! Diyorsun ki: Git, kendine göre birisini bul, onu aşık edin!
Bu öğüdün bana hiçbir faydası yok. Bana kar etmez, tesir etmez. Bilir misin ki, aşığa nasihat etmek akrebin soktuğu birine sızlanma, inleme demeye benzer. “Aşk ateştir, öğüt yeldir. Yel, ateşi alevlendirir”
Ey nasihatçi! Daima kendinden iyisini ara. Kendin gibilerle vakit geçirmek, vaktini zayi etmektir. Kendi emsalinin peşinden ancak kendini beğenmişler gider. Tehlikeli yerlere ise ancak sarhoşlar.
Nitekim ben aşka düştüğüm zaman onun bütün belâlarını da düşündüm. Kelleyi koltuğa aldım da bu yola girdim
Canını vermeye kıymayanlar kendini beğenen korkaklardır ve sevgiliye değil de kendi şahıslarına aşıktırlar ve sadık bir aşık değillerdir. Bir gün gelecek, nasıl olsa ecel pusu kuracak beni alıp götürecek. Onun için nazlı sevgilim beni öldürsün daha iyi.
Pervane sadık bir aşıktır. Tek bir ışık etrafında döner durur ve kendini yok eder. Pervane perişanlığına bakmadan aşkı ile etrafında yanıp durduğu mumun huzurunda, maşukuna seslenir:
-Ey sevgilim! Hadi ben aşığım, yansam da yeridir. Peki ya sen neden yanıyorsun, niçin ağlıyorsun
Mum inleyerek cevap verir:
-Gece, etrafı aydınlatan ışığıma bakma. İçimi yakan ateşe bak. Mum, hem bu sözleri söylüyor, hem de sararmış yanağından sel gibi gözyaşı dökülüyordu.
Ey pervane! Ey aşk iddiacısı! Aşk, senin işin değil. Seninki bir kuru iddiadan ibaret. Sende ne sabır var, ne de metanet ve tahammül.
Sen bir ışık ve ateş gördün mü, hemen yanıyorsun. Ben ise tamamıyla yanıncaya kadar dikilip duruyor, dayanıyorum. Aşk ateşi senin yalnız kanadını, benim ise bütün vücudumu, baştan aşağı yakar.
Mum; yandıkça yandı anlatırken bunları ve “Aşkın sonu budur işte” dedi ve can verdi.
Yunus aşkı için divane olup gezdi, Mevlana aşkı için yandı da pişti. Aşk böyle işte kim ne derse desin, ne yaşarsa yaşasın, ne kavrayabilir tam manasıyla ne de anlatabilir.
Aşk bu denli anlatılamaz ve anlaşılamaz iken, nasıl oluyor da onu hiç yaşamayanlar yada sürekli yaşıyormuş gibi senede bir aşık olanlar bu felsefik olgu için şarkılar, şiirler yazabiliyorlar ? Bir başka bakışla da; birbirine aşık olan iki kişi ne oluyor da aşklarını bir kenara itip, birbirleri için fedakarlık yapacaklarına, “ben senin için şunu yaptım, bunu yaptım” diyebiliyorlar. Aşk fedakarlık gerektirir bu doğru ve bir defa değil, her zaman. Yapılan fedakarlıklar, yaşamlara katılan güzellikler, güçlendirir aşkları. Sağlıcakla ve aşkla kalalım diye.
AŞKA UÇMA KANATLARIN YANAR "Sadi Şirazi"
AŞKA UÇMADIKTAN SONRA KANATLAR NEYE YARAR "Mevlana"
AŞKA VARDIKTAN SONRA KANADI KİM ARAR "Yunus Emre
Kayıt Tarihi : 1.8.2021 01:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!