s
or
mak
neden
gelmez
aklımıza
aşk sarayı
nasıl bir yer
madeni dünya
içinde sıkışmış
saklı düşlerimiz
ne zaman coşacak
bir gülüşün eşiğine
gümüşümsü bir gülüşle
ne zaman gelip oturacak
yaz kış kıyılarında sebepsiz
sıkıntılarını ne zaman unutacak
çivit mavisi denizin dipsiz rengi
gökyüzünün burçları kadar çekici
renkli fotoğraflar gibi insan ömürü
taşları sıkı sıkı dokunmuş bir kumaş
uzaklara kaçan hayallerimi arıyorum
sana bir daha nasıl döneceğim ne tarafa
koşsam demirden ağır acılara mahkumum
bu kaçıncı sabah bulutları mavi bir hayalin
peşisıra sık sık bölünen uykularım bir yıkık
şehir gibi hiçbir gölgenin düşmediği bu bozkır
tablo,bir mezar taşı, senin hayalinse bahar kokulu
ve bir saklambaç benimle oynayan kaderim gülüyor
aşk sevincimi almasın yeter ki,gönül ateşim bir rüya
olup geçmesin beni kandırmasın yağış bulutları ve şehir
ışığın vurduğu deniz ve ıslak saçların olsun martılar uçsun
gün insin suya mehtap doğar yakamozlar süzülsün saçlarında
bir kalbe girmek ne güzelmiş kovdum yalnızlığımı bir güvercin
kalbini görüyorum ne yana dönsem şehrin bu sessiz akşamında
bütün martıları peşime taktım binlerce çığlık açar gökyüzü ve deniz
güneşten daha zengindir sıcaklığın hayat bulur yüreğim nabzım durur
öpüşen iki güvercin gibiyizdir saatlerin dilsizliği içinde kaybolmuşuz da
ıslak bir yaz akşamı yalnızlıklarımızın inadına sürgün gitmeyeceğiz dağlara
içimizde hiç susmayan aşk coşkusunu o çocuk gözlerimizi güneşe sereceğiz
ve bütün kederlerimizin pasını silen denizin derin mavilikleri erguvanların dansı
şehrin her yerinde örgülerine vurmuş o ipeksi gülüşlerin mor sümbül gamzelerin…
Mustafa kaya
16.08.2007 / Üsküdar
www.mustafakaya.net
Kayıt Tarihi : 16.8.2007 00:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (8)