Aşkın kuraklığından terlemiş kuşun kanatlarındaydı yalnızlık
Gökyüzünden dökülen ter damlacıklarıyla ıslanmıştı toprak
Toprakta filizlenen aşkın çiçeğiydi o zaman
Kadın soruverdi çiçeğe
Yalnızlık mıydı aşk
Yoksa aşkın adı mıydı yalnızlık
Baharda başlayıp yine bir sonbaharda mı öksüz kalırdı
Dökülen her yaprak yoksa yalnızlığın imzası mıydı?
Bu kadar soru işaretinin ardı sıra büktü boynunu çiçek
Daha filizlenirken tatmıştı yalnızlığın acı mayhoşluğunu
Kadının gölgesinde soğuğu hissetmişti birden
Sonbahar kadar soğuktu belki de
Anlamıştı o zaman yalnızlığı
Yalnızlık bir ekim ayıydı
Ya da ekim kadar yalnız bir ay
Kadının aşka bakan gözlerinden
Sudan tuzlar damlıyordu çiçeğin toprağına
Yakıyordu her damla acı acı
O ekim soğuğunu götürü vermişti birden
Kadın yalnızdı
Hem de o kadar yalnızdı ki
Aşk kadar yalnızdı
Saçları bile parlamıyordu güneşte
Elleri aşkın yaralarını taşıyordu
Kısa eteğinin ucunda gözüken diz kapakları
Aşka secde etmekten yaralar bağlamıştı
Ama yine yalnızdı
Dudakları öyle büzülmüştü ki
Sanki o an
Yalnızlıkla ilgili bir şarkı mırıldanacak gibiydi
Öyle bir şarkı ki
Aşkın en yalnız halinde nakaratları olan
Aşkla başlayıp yalnızlıkla biten
Kadın ellerini önüne aldı yavaş yavaş
Avuçları gökten düşen damlalara açmıştı sanki
Ağzından büyük harfli kelimeler çıkıyordu
Yaratandan af diliyordu yaratılan
Belki de aşk bir günahtı
Ya da yalnızlık
Yalnız yaşayamazdı bir varlık
Düşününce çok mantıklıydı aslında
Yoktu yalnızlığın lügatta tezadı
Çünkü yalnızlık bir yoldur
Er ya da geç bir yerde ikiye ayrılır
Kadın yalnızlığını çiçekle paylaştı
Olmadı çiçeği toprağından söküp yanına aldı
Aradan asırlar geçti
Hala
Kadın çiçekten, çiçek kadından yalnızdı
Gün geldi çiçek kuruyup yeniden toprağa karıştı
Ve kadın anladı ki
Aslında o asırlardan beri yalnızlık tatmamıştı
Gün be gün o çiçeğin toprağını sulamaya başladı
Ta ki çiçek yeniden filizlenene kadar
Yine asırların ardından
Yine baharın göğü selamladığı bir sabah
Çiçek yeniden filizleniverdi
Günlerce bekledi
Ama kadın uykusundan bir türlü uyanamamıştı
Baktı ki zamanla kadın da toprağa karışmıştı
İmkânı olsa sulardı elbet toprağını
Zaman aktı geçti
Belki bir ekim belki de bir kasım sabahıydı
Aşkın sıcağından terlemiş bir kuşun kanatlarındaydı yalnızlık
Gökyüzünden dökülen ter damlacıklarıyla ıslanmıştı toprak
Uzaklardan yine bir kadın şarkılar mırıldanıyordu
İçinde aşkı demet demet çiçeklerle anlatan nakaratlarla
Yalnızlıkla başlayıp aşkla biten...
Kayıt Tarihi : 25.7.2012 19:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!