Begonvili tanıdığım gün
Sevdim seni
Sayfalar arasında unuttuğun
Kalbimin annesi kadınım
Bıçak gibi girmiştin hayatıma
Sessiz ırmaklarla çoğul
Gelinciğin içindeki uğultu
Rüzgarın kapımdaki zil
Aşk cemresiydin
Kar suyunda begonvil
Endamından durum çıkaran nehir
Önce durağan
Sonra uzun uzun durağan
Geçtiği yerleri yeşille saran
Akıp giden
Akıp giden
Birden goncasından tutuşan gül gibi
Köpük
Köpük
Köklerinden otların
Saçaklarından salkım söğütlerin
Yaralı bir tay gibi
Yelesini yelinde unutan
Tepelerden ovaya
Dehlizlerden geçip
Yine durağan
Yine durağan
Varı yoğu akmak olan yılan
Yılmadan yorulmadan
Akan
akan
Dilinden içime akıttığın zehir
Boşaldıkça vücut bulan
Soyundukça açılan menhir
Sonra saçlarının gürültülü gidişi
Ardından bulutun akşamı terk edişi
Rüzgarın dağıttığı kıvrımlı kızıl
üstünden kuş sürülerinin geçtiği
Gittin
Kendini ihbar etmiş suç gibi
Ressamın yanılttığı gemi
Denizi unutulan
Şimdi uzak limanlardasın
Arada ülkeler var
Neye yarar
ormanın gözüne çektiği mil
kör bir ağacın getirdiği
Ne zaman bir çiçeğe uğrasam
Eksilen bir begonvil
Gittin
Zehir zıkkım zencefil
Kayıt Tarihi : 21.6.2007 15:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Üç Cemre
Yalnız yürekler
Hüzün düşleri görüyorlardı
Karanlıktı dünyaları
Gülüşlerine
Bir kıvılcım
Işık arıyorlardı
Anka kuşunun memleketi
Ulaşılmazların
Ulaştıkları
Büyülerin büyüttükleri
Akıl almazlar
İncir çekirdeğini doldurmayan
Savaşlar
Birleşik kaplarda
Aradı eşini
Oysa
Kader yazıcıları
Ruh eşini
Yanı başında gösterdi
O zaman
Cemre düştü yüreğe
Bir kıvılcım bir ışık
Gözlerde
Bir melek
Avuçlarda
Çok geçmeden
Hüzün düşleri
Geleceğin umutsuzlukları
Hep
İkinci cemre beklendi
Rakiplerin
Sönen arzularındaydı
Gül menekşe bahçelerindeydi
Yarattıkları bahçelerini
Kuruttuklarını sandılar
Oysa
Göz yaşları
Bahçelerindeki
Üçüncü cemreydi
24.03.2008 13:42:56
Dilşade Güngör
sirenler gittikçe yaklaşıyor
çember daraldı ....ahmet kayadan esin
en güzel çiçek bile
mültecidir saksıda ....özgün güzel imge
Felluce bir katliam ama dağları legal kılmaz
Madımak utanç kulesi...gerzek ve pislik siyasilerin suçu halk ise ders çıkarmalı bundan aynı hataların tekrar edilmesi asıl utanç verici olan
-@ Kavgam'ın Yumruğu
ışığı içinden çıkarmak için
karanlığın karantinasını yırtmaya
gözlerini bıçaklarla bileğileyen
yüzsüzler bilmesinler diye onlardan olmadığımı
kör bir usturayla yüzünü sıyıran ben
dünya denen lav kazanında sınadım kalbimi
şimdi hala sinem içinde
kızgın demirmiş gibi yanar
söz değer buharlaşır
göz değer ergir
el değer yanar heyt bre
kalbime kalp değse kül olur
siz yüzsüzler
sol göğsün içinde bukalemun büyütenler
domuz derisiyle kaplanmış anayasanız
dünyanın kalbine cehennem ziftini dökerken
kuzeydeki güneydeki doğudaki ve batıdaki
melek imgeleriniz
dost görünenlerin mızrak gözlerine
sırtımın nişane olduğuna kanmayınız
benim kavgamın yumru kimsesiz değil
benim kavgamın yumruğunu Yavuz Gürzü yapan
Yunus Mevlana Abdül Kadr-i Geylani
Köroğlu Dadaloğlu Nef'i Bektaş Veli'dir
benim her verdiğim nefes
tek bayrak tek cihan hep barış yolunda
Kızıl Elma seferiyle Hak Neferi'dir
tanıdın mı şimdi beni
alemleri saran kefenimdir
Muammer Can
Genelde sessiz sedasız köşelerinde durup şiirlerini yazanları okumak gerek diye düşündürdü şiirin... şiirlerin...
Kaleminiz daim olsun. Güzel bir şiir okuttunuz.
Kutluyorum
Saygımla
TÜM YORUMLAR (3)