Rengine ad bulamadığım
Gözlerin düştü önüme
Gizemli dişi ve kandırıcı
Alıp götürdü beni
Daha önce hiç bilmediğim bir yere...
Nuh’un takasıyla geçtik
Gamzelerinin okyanus çukurlarından
Zümrüt-ü Anka kuşunun
Kanatlarından süzüldük
Bir ilkbahar uyanışında
Bin yıllık bir uykunun ardından
Ak bulutların üstünden
On sekizlik genç kızların
Çeyiz-sandığı yüreklerine doğru
Dantel dantel
Oya oya
Boncuk boncuk...
Bir kuşluk vaktinde
Karadal çiçeklerinin
Sarhoş olduğu bu koyakta
Adını ve kokusunu
Hiç kimsenin bilmediği
Bu kuytu ve kuz yerde
Ve rüzgârın kokusuna çıldırdığı
Bu vadide
Karacaoğlan dedemin gözleri önünde
On sekiz yaşında
Üç güzelin pınara indiği bu yaylada
Daha elifi öpmezden az önce
Gözlerin baştan çıkardı beni
Bir kuşluk vaktinde
Ayaş Beli’nde
Toros Belen’inde
Efesin Kral Yolu’nda…
Demek ki aşk burasıymış...
Kayıt Tarihi : 29.3.2021 22:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!