Aşk Bu Dediler - Garib Çoban
İşe yaramaz kelimeler arasında maskelenmiş boşluk içinde insan.
Karşılıksız sevginin dili hararetle savunulması gereken bir kaledir!..
Nezaketinizin birinin sığınağı olduğunu asla unutmayın.
Vermekten, sevmekten, paylaşmaktan asla pişman olmayın.
Bazıları ne kadar yalan söylese, ihanet etse de, başkalarının gönlünde en güzel şiiri okumaktan gurur duyun.
Bunu size çok içten söylüyorum.
Kolay olmadığını biliyorum.
Ama sakince ilerlemek çok önemli.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
İhanete uğradım, hayal kırıklığına uğradım, birileri tarafından kırıldım.
Ancak bu asla beni mümkün olduğunca sık iyilik yapmaktan alıkoyamaz.
Bazı insanların karanlığının iç bahçenizi karartmasına izin vermeyin.
Demek istediğim şu, içinde yaşanılacak kadar güzel gözleri vardı.
Ve o zamandan beri nereye gideceğimi asla bilemedim.
Onu neden sevdiğimi söylemem istendiğinde.
Bunun ancak şu cevapla ifade edilebileceğini hissediyorum!..
Çünkü oydu, çünkü bendim.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Gurur duymadığım bir hayata tesadüfen girdin.
Ve o günden sonra bir şeyler değişmeye başladı.
Daha iyi nefes aldım, daha az şeyden nefret ettim, hayranlık duyulmayı hak eden şeylere özgürce hayran kaldım.
Senden önce senin dışında hiçbir şeye bağlı değildim.
Keşke orada olsaydın kapıyı çalsaydın.
Ve sen bana benim olduğumu söylerdin.
Bil bakalım sana ne getireceğim?..
Ve sen bana seni getirirdin.
Sessiz oturabilir miyiz seninle, beni sessiz de sevebilir misin?..
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Sonunda.
Beni söylediğin kadar bile sevmedin.
Ben de inandığım gibi senin uğruna ölmedim.
Ben yalnız biriyim, yalnız olmayı, özgür hissetmeyi seviyorum.
Şimdi hayatımın en mutlu zamanlarından birindeyim.
Karışır seninle,kimyan uymasa da.
Hiç akıl kalmasada başta, yıllar geçse de, değişmez harcı sevginin.
Çünkü o yanında her sabah uyanan bir yabancı varamam artık o kara toprak.
Şiirlerimle birlikteyim, yazıyorum, tutkularım ve duygusal sorunlarım yok.
Sahip olduğum bu özgürlük, sensin.
Bakın, dünya beni rahatsız etmiyor.
Hiçbir amaca hizmet etmiyorum ama bu bir özgürlük.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Ne zaman seveceğini, kimi seveceğini bilen kazanır.
Gerçekliğin aşırılığı, gerçekliğin kendisi aşırılık olduğunda en yaygın hastalıktır.
Dünyayı aşırı dozda sindirmek, karamsarlık sarhoşluğuna veya öfkeye neden olur.
Duraklamanın değerini, bakışlarımızı içe odaklama ihtiyacını yeniden sahiplenelim.
Ruhun yeni manzaralarına pencereler açalım.
Ve gerginlikten ruhun sakinliğine sakince geçelim.
Gitmeden önce düşün!..
Olmamasına razıyım.
Oluyormuş gibi olmasın yeter.
Çünkü döndüğünde bulduğunla.
Giderken bıraktığın asla aynı olmayacak.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Yağmur sesi, kitap kokusu, yağmur sonrası toprak kokusu.
Evet diyorum.
En büyük risk risk almamaktır.
Korkuları hesaplamayı bıraktığınızda evren yolunuzu örmeye başlar.
En önemli hesabınız, hesap makinesiyle değil.
Kalbinizle yaptığınız karşılıksız sevgiye atılım olacaktır.
Karşılıksız severek iyi gelmek, bir insana verilebilecek en güzel hediye.
Sesiyle, sözüyle, bakışlarıyla, duruşuyla, hâliyle, enerjisiyle, perspektifiyle, eylemleriyle birbirine iyi gelmek, varlığını, yaşamını yükseltmek.
Bundan daha iyisi, birbirine iyi gelmek olsa gerek.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Seni zamanla seviyorum.
Hayatta kalbimin göğsümden fırlamak istemesine neden olan küçük zevkler var.
Sana şiirler yazmak da bunlardan biri.
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim.
Ve zaman dolduğunda seni sevmiş olacağım.
Ve bu aşkın hiçbir şeyi, geçmişteki hiçbir şey gibi asla silinemez.
Yalnız insanların sevgisi olabilecek en özgün şeydir.
Seni zorunlu olarak değil, kendi isteğinle seviyorlar.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Çünkü çok daha bilinçli ve kasıtlı bir aşk deneyiminden bahsediyor teheccüt vakti.
Yalnız başına çok fazla zaman geçiren, aşkın gerçek korkudan çıkmayacağından korkan insanlar genellikle gerçekte ne istediklerine dair daha net bir algı geliştirirler.
Bu insanlar, aşk nihayet hayatlarına girdiğinde, bunu bir seçim perspektifinden yaparlar.
Çünkü çaresiz bir ihtiyaçtan ya da yalnızlıktan kaçınmak için değil.
Gerçekten önemli olana değer vermeyi öğrenmişlerdir.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Demek ki bu aşk!..
Şairin şiirinde anlattığı geçici ve yüzeysel aşk değil.
Korku ve yalnızlığın dağılmasıyla ortaya çıkan samimi, bilinçli ve derin bir aşktır.
Yalnızlığı bilen seven kişi, gerçek aşkın çılgınca bir bağlantı arayışında değil.
Onu geldiğinde, seçilip takdir edildiğinde tanımakta olduğunu fark eder.
Aradaki fark, kişinin ne aradığının farkındalığında, zorunluluktan sevmek ile seçerek sevmek arasındaki farkta yatıyor.
Bu ancak yalnızlığı bu kadar derin bir şekilde deneyimledikten sonra anlaşılabilecek bir şey.
Ve özellikle korkuyu deneyimledikten.
Ve kimseyle birlikte olmak istemedikten sonra.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Bir gönül dostu derki!..
Sana ait olan seni talep eder, sen yorulma.
Onu sen ararsan, yorulursun ve o sana sahip olur.
Bırak aradığın da seni arasın.
Bırak aradığın da seni bulsun.
Bulunmamaktan bîtap düştüysen arama, yorulma da artık.
Hayat bir iç çekiştir...!
Mutlu olun çünkü hayat çok kısa, bazen sonsuz gibi görünse de, uzun gibi görünen dakikalar olsa da.
Mutlu ol!..
Çünkü üzüntünün içinde sıkışıp kalmak seni daha iyi hissettirmeyecek.
Sakinlik denize bakmaktır ve deniz asla durgun değildir.
Bazen huzuru, bizi aşan bu enginliği takdir ederek buluruz.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
Bu, gezegenimizin uzayın enginliğindeki hareketini hayal etmek gibidir.
Küçüklüğümüzü ortaya çıkardığı için rahatsız edici ama sonuçta güven verici.
Kalp ne kadar hafif görünüyor.
Ama aynı zamanda ne kadar da ağır bir şey.
Gerçekten verecek karşılıksız sevgim hala var.
Nasıl zordur, gözünün önünde duranı görmek.
Ama bunu hak edecek kimsem yok.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima.
(Y.ed -Güzide Mektuplar Albümü)
Kayıt Tarihi : 9.1.2025 12:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap veremediğim herkes kendini haklı zannetti. Dostoyevski
"Benden kopya çekmiş" diyeceğim de,
Demek ki "itidal" sadece bana ait bir kavram değil dedim,
Zamanı beklemenin daha hayırlı olacağını düşündüm...
Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır,
Her aşkın kimliği de öyle...
Tebrikler Engin Bey.
Hayat Seviyorum kelimesinin sürekli kullanırlılığı içinde geçerken samimiyet kokmuyor!
İnsanlar korkusuzca, hesapsızca SEVDİM diyebilmeli. Ancak SEVDİM diyebilmek Aşıklara mahsus bir özellik. SEVİYORUM değişken, oynak kelimenin yerine kalıcı olan asla değişmeyecek olan aşkını SEVDİM' le dillendirenler ölümsüz bir sevgi taşıyorlar. Gönüller bu kelimeye ancak karşılıksız severek, fedakarlıkla gerçek aşkı yakalarlar.
Aşkı oldukça güzel anlatan değerli dizeler...
Kutlarım Üstadım
Değerli kaleminizden nice şiirlerinize
Sağlık ve afiyet dileklerimle
Selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (2)