Bir gazete kupüründe buldum adımızı,
Herkesten sakladığımız fotoğrafımızı.
İnsanlar basın üstlerine basın diye bağırıyordu,
Biz, isyan eder gibi koşturuyorduk üstlerine.
Aşktı bizim en büyük bildirimiz,
Susmak bilmeyen bir kalbin imzasıydı dudaklarımızda.
Kim bizi yenebilir,
Kim bizi unutturabilirdi?
Akıllarına bu savaş isteğini kim koydu,
Kim verdi bizim adımızı, kim?
Sonra topalladık biraz,
Yorulmuştuk kaçarken insanlardan.
Dinlenmek için bir ağaç aradım bize.
Mayıs başı, akşam beş-
Güneş yakmıyordu artık suratımızı,
Sanki gökyüzü okşuyordu inancımızı.
Dinlendik,
Dinlendik ki devam edelim isyanımıza.
Koruyalım bizi,
Koruyalım bizden götürmek istediklerini.
Bağırdık insanlara,
Anlattık günlerce,
Anlattık ve her kelime biraz eksiltti bizi.
Bir gün bir derviş geldi yanımıza,
“Yanlış,” dedi,
“Sizi anlamaz sizden olmayan,
Sizi anlamaz bu sevdayı yaşamayan,
Sizi anlamaz daha hiç ölmeden yaşayan.”
Belki de biz fazla doğruyduk yanlış bir zamana,
Belki de sevmekti bizi yanıltan.
Uzunca baktım yüzüne, gülümsedim.
Ruhum açılıyordu sana doğru,
Son kez ısınmak isteyen bir kalp gibi.
Vedalaşmak için en doğru zamandır halbuki akşam beş.
Neden yaratmak istediğimiz bu devrimi başaramadık?
Nedendir şimdi bu yalan veda?
Neden ayrılır insanlar?
Anlatamadıkları için mi,
Yoksa sevmeyi de bir savaş sandıkları için mi?
Artık güneş batmıştı.
Bir son lazımdı şu koskoca mücadelemize,
Bizi koruyan bize.
Öpmeliydim
Senin
Yalnızca
Bir
Gözünü.
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 00:47:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!