Sabah akşam
yolunu gözlemekten sanık
oluşuma tanık
o köşe pencere,
döktükçe dizelere seni
su serpen içime
o dost daktilo,
üstünde bazı bazı
sımsıkı kenetlendiğimiz hani
o sandık eskisi sehpa...
Kim bilir ne âlemdeler...
En garibanından
en zenginine
ne çilingirler görmüş
ne hüzünlerime
ne isyanlarıma
ne kâbuslarıma yataklık etmiş
sensiz akşamlarımda,
o yuvarlak masa…
Ki o zil zurnalıklardan kalma
sigara yanıkları
demirbaşı olmuş çıkmış parmaklarımın
o gün bugün...
Hey gidi günler! ..
Dili olsa da konuşsa
o dört duvar...
Biri var ki hele
dört mevsim nöbet tutuğum başında
hazır fırça,
değişir dururdu üstünde
değiştikçe sen
o bitimsiz portren...
Kim derdi ki silinir gider...
Yerinde şimdi
yaban yelleri esermiş
ne çıkar,
sen kadar yakın bana hâlâ
ve ben kadar uzak,
o aşk atölyesi...
('98)
Muammer ErturanKayıt Tarihi : 26.2.2006 08:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler...
şiirlerinizdeki yoğun duygusallık beni içten etkiledi..
bir yaşamı dolu dolu, her güzelliği ile (aşkla) geçirdiğiniz belli...
umarım hayat size daha nice şiirler versin...
ulaş zeybek
TÜM YORUMLAR (4)