Nedir aşk sizce,bir tuzak mı doğa’nın insanoğluna kurduğu,soyunu sürdürmesini sağlama almak için?
Ya da insanoğlu’nun yaratıcısına duyduğu minnet duygularının bir tezahürü müdür aşk? İnsanoğlu,karşı cinsten birine aşık olurken acaba,aslında yaratıcısından zerreler taşıdığı için mi duyuyor aşk’ı,mistiklerin duyduğu türden; yaradanına karşı.
Okuduğunuza eminim Yunan mitolojisini,haydi hatırlayın lütfen; nasıldı kadının erkeğe,erkeğin kadına olan tutkusunun öyküsü? Hatırlamadınız mı? Söylenceye göre başlangıçta,erkeklik ve dişilik tek bir bedende birlikte imiş.Hermafrodit imiş tüm insanlar.Ne zaman ki Ulu Zeus kızmış, insancıkları ayırmış organları ve bedenleri de.Erkek ve dişi oluşmuş.Erkek ve dişi bedenlerin büyük bir tutkuyla birleşmesinin nedeni buymuş aslında,ne dersiniz olabilir mi?
Aşk üzerine yazılanları bir gözden geçirin,ne görürsünüz.Yazılanların önemli bir kısmı,hor görür aşkı,insani bir zaaf olarak görülür aşk,.zayıflıkların olabildiğince açık bir biçimde sergilendiği bir ruh halidir sergilenen,onlarca.Bir kısım kalem erbabı da tam tersini savunur,aşk için yazdıklarında.Onlara göre de aşk,insana ait olan tüm duyguların kristalize olduğu ruh halini betimleyen sözcüktür.Ne dersiniz,nedir sizin fikriniz? Aslında haklıdır,her iki grup da ve iki grup içinde yer almayanlar da haklıdır.(Ruhun şad olsun Hoca Nasreddin)
Gerçekten,eğer yaşadınızsa o ruh halini,anımsarsınız zorlanmadan.Aşk,öyle bir ruh halidir ki,ne kadar birbirini reddeden duygu varsa,bir arada yaşar,birbirini takip ederler,o aşk denen süreçte.Aşk’ı aşk yapan da bu değil midir zaten.O karmaşık ruh halini yaratan,ona hayat veren bu çelişkiler,bu çelişik ruh hali değil midir? Bir düşünün,nasıl savrulursunuz Aşık olduğunuzda/olduğunu sandığınızda kararlılık / kararsızlık,güven / güvensizlik,inanç / inançsızlık,tutku / bezginlik,özlem / bıkkınlık vb. vb. arasında.Ne diyorsunuz,hiç yaşamadınız mı,bu ruh halini? O zaman dönün ve tekrar sorgulayın kendinizi,gerçekten inanıyor musunuz,aşk’a,aşk’ı yaşadığınıza?
Nerede başlar çelişkiler,her şeyden önce aşk,bağımsızlığınızı,özgürlüğünüzü tehdit eder sizin.Ta ezelden beridir hür yaşamış gönlünüz,aşık olunca bir başka gönül’e karşı bağımlılık hissedecektir,doğal olarak,ama hazır mısınız gerçekten buna? Hazır mısınız,aşık olarak; aşık olmak özgürlüğünüzden vazgeçmeye?
Ne kadar güvende hissedersiniz kendinizi,aşk’a düştüğünüzde? Sizi bilmem ama,bendeniz bir güvensizlik batağında debelenirken bulurum kendimi,her daim.Korkarım,duygularımın karşılıksız olmasından korkarım,her şeyden önce.Korkarım,aşkımı itiraf etmemin,bir zayıflık olarak algılanacağından..Korkarım,terkedilmekten sonra.Varlığımın ayırdına varmamı sağlayan yalnızlığımı hepten,tümden kaybetmekten korkarım,aşk’a düşünce.Ya siz?
Bir insanla hem dost olup hem de aşk’ı yaşayabilir misiniz,ne dersiniz? Doğrusu,iki özgür insan arasındaki en ulvi,ideal ilişkidir bu.İki insanın beden ve ruh olarak birbirlerini bulması,buluşmasını temsil eder.Eş ruhların buluşmasıdır söz konusu olan,ezelden beri birbirini arayan.Bedensel hazzın doruk noktasıdır,buluşmalarıyla oluşan.Ama,dikkat buyurun,aşk bu yönüyle aslında kendimizi yüceltmenin bir ifadesi olmasın sakın.Hele ki,aşk-cinsellik-üreme(kendini yeniden üretme) sarmalı/paradoksu da gözönüne alındığında,ne dersiniz?
Yazdığım pasajlar arasında çelişki mi var sanıyorsunuz? Lütfen bir kez daha sorun kendinize,nedir sizce aşk?
Saygılar sunarım
Hoşçakalın
İbrahim BalcıKayıt Tarihi : 25.4.2006 19:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!