Aşk; bize Tanrının lütfü,keremi,
O’nu bir an olsun ihmâle gelmez.
Gönüllere şifa derdi,elemi,
Aşkın kanununu ihlâle gelmez.
Ne rengi var,ne kokusu,ne izi,
O,uçsuz bucaksız,duygu denizi,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kalemine sağlık ne güzel şiirler
Aşkı aşığa sorsanda öğrenmesi zor ama, yinede şöyle sıralayabiliriz.
Aşk nedir ?
Aşk; ezelde yaratılırken, Haktan ayrılığın sonucu olarak, asıla olan eğilim, meyil, teveccüh ve zaaf gibi duyguların kendisidir.
1. Aşk, Allahın Rahman ve Rahim sıfatlarının mana alemindeki boyutudur.
2. Aşk, Hz Muhammedin kendisidir.
3. Aşkın zirvesinde Hz Muhammed ve varisleri oturur.
4. Aşkın öğreticisi oradan ilimle geçmiş olan efendiler ve mürşitlerdir.
5. Aşkın öğretisi ise zikirdir.
6. Aşkı biz elestü ile, diz dize, göz göze, söz söze, gönül gönüle ile görür, anlar ve alırız.
7. Aşık kendini görmez Rabbini görür
8. Aşk, ayrılığın verdiği birleşme arzusudur.
9. Aşk Allahın nurudur.
10. Aşk, Allah ile kul arasındaki perdeleri açar.
11. Aşk, sidretül münteha olan melamettir.
12. Aşığın kabesi insandır.
13. Aşk, zevken idrak, algı ve şuuru demektir.
14. Aşk, meşki olan zikir ile kendini bulur.
15. Aşk, görünmeyen Allahı görücüye çıkartır.
16. Aşk, gönlün nağmesi ve ritmidir.
17. Aşk, cennetteki duygunun kendisidir.
18. Aşk ehli ölmez.
19. Aşk sevginin katmerlisidir.
20. Aşk, zikir ve tefekkürle tedarik edilir.
21. Aşk, ölümü zevk ölmeyi meşk yapar.
22. Aşığın cihadı gönüle girmektir, can incitmemektir.
23. Aşık, koçu koyunu değil, benliğinik-egosunu kurban edebilendir.
24. Aşk Allahçanın esasıdır.
25. Aşk, yaratıcıdır.
26. Aşığa en iyi nasihat ölümü anmasıdır.
27. Aşığın Pazar yeri yoktur.
28. Aşkın olduğu yerde ben yoktur.
29. Aşkın olduğu yerde dert ve gam vardır, bunlardan beslenir.
30. Aşk kendini yitirmektir.
31. Aşk hayretler aleminde gezinendir.
32. Aşık miracını tamamlayandır.
33. Aşık arşın alasında korunandır.
34. Aşık ölmeden ölerek, ölmeden dirilendir.
35. Aşık en büyük uyuşturucu olan benliğinden kurtulmadır.
36. Gurbetten sılayla dönüştür. De diyebiliriz.Selamlar.
'Dikenler içinde bir gül dermeden,
Muhabbet umanlar kemâle gelmez. '
Yüreğine sağlık Hocam!..
'Aşkı âşık bilir, aşkla dil olur/ Âşık, aşk şakıyan bir Bülbül olur!..'
Dâim gönüllerde şakımanız dileği ve duâsıyla...
'Dikenler içinde bir gül dermeden,
Muhabbet umanlar kemâle gelmez. '
Yüreğine sağlık Hocam!..
'Aşkı âşık bilir, aşkla dil olur/ Âşık, aşk şakıyan bir Bülbül olur!..'
Dâim gönüllerde şakımanız dileği ve duâsıyla...
Aşk aşk gibi yaşanıyor yaşatılıyor ve idrak ediliyor ise, ne derim ki bu kalem karşısında ben kutlamanın dışında...
Aşk bu yaşatır her türlü duyguyu. Tebrikler. Sevgiler
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta