ne hasretle beklemek ne vuslata ermektir
aşk; kimsesizliğine bir vücut giydirmektir
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Milyarlarca târifi içinden bir güzel târifi aşkın
Ilk face de okudugumda da cok begenmistim ve hala da cok guzel geliyor alicim..
Cihat ŞAHİN bey,
Size cevap hakkımı saklı tutuyorum.
Bilginize.
Sayın Ülkü Şahin.Şirime yapmış olduğunuz yoruma bakılırsa,Aşkı yaratan Allahı, aşk duygusundan soyutlamak ve beri tutmakla asıl siz esmaların tecellilerine muhalefet etmiş olmuyormusunuz.Allah ve Muhammed aşkını yok saymakla.Zannımca siz aşkı cinsel tatmin aracı görüyorsunuz ki,Allahın aşkla ne işi olur demeye getiriyorsunuz.Size şu kadarını söyliyeyim.Siz kalu bela sırrını iyice özümseyin ve ondan sonra fikir beyan edin derim.
Sayın İsmet Özel' in Hürriyet gazetesine yazmış olduğu bir yazısını okudum . Uzun olduğundan yazının bir kısmını buraya aktarıyorum.. Şöyle diyor aşk için :
* .
.
.
Merhamet belki çok yüce bir şey ve muhtemel ki merhamet aşktan üstündür. Tapınmak.. onun yüceliğine diyecek yok. Belki tapınmadaki kesinlik ve keskinliğe aşk hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Bütün diğer işlerle uğraşan bütün diğer insanlar gibi tapınanlar ve merhamet duyanlar da seslendikleri zaman mutlaka hissettikleri bir farkı dile getirmiş olurlar. Aşktaki sesleniş ise farksızlığı ve bir tür özdeşliği vurgulamalı her şeyden çok. Aşkın seslenişi sevgisi olandan sevgisi olanadır ancak. Çoğu kimsenin sandığı gibi seven taraftan sevilen tarafa doğru bir akış değildir. Sen benim sevgilimsen bunu mümkün kılan sadece benim senin sevgilin oluşumdan başkaca birşey olmasa gerek. Bu yüzden sana seslenirken hep bir yankıya kulak verir gibi sayarım kendimi.
.
.
.
. *
Muhterem Dilrûba Emine Genç kardeşimizin yorumu benim açımdan Günün Yorumu olmaya layıktır.
Kutlarım.
Tek hece 'AŞK' Değil mi ciltler dolusu kitaplar yazdıran.
Günün şiirine saygılar..bazen bir kaç cümle yeter herşeyi anlatmaya da anlamayada..
Âşık:
Bir şeye vaya birine karşı aşırı sevgi duyan kimseye âşık denir.Tasavvuf anlayışına göre âşık,nefsini dünya nimetlerinin çekiciliğinden arındıran,bütün bağlılığı ve sevgisi Allah'a olan kimsedir.
Yûnus Emre der ki,
Âşık oldur Hakk'ı seve
Hak derdine kıla devâ
Efe Hazleri de şöyle der:
Gönül âşıkıdır Hakk'ın
ezelden tâ ebed âşkı
Âşık samimidir.Maddiyet ile ilişkisi yoktur.Nitekim,
Gülün âşıkıdır bülbüller ey cân
Görünmez gözlerine dürr ü mercân
diyen Efe Hazretleribir manzumesine de şu beyitle başlar:
Hubb-i dünyadan münezzehdir
veliyyullah olan
Mâsivaya meyleder mi
Âşk-ı Allah olan.
Âşık, ayrılıklar içinde geçen ömründe içli ' ah' lar eder.Âşık yalvarmaktan bıkmaz.İrâde ve takdir Sevgili'nindir.Âşığa düşen ise canla başla O'na boyun eğmektir.
Âşık sözünde durur ve sâdıktır.Her türlü eziyete katlanır.Aşk yolu ne kadar tehlikeli olursa olsunbuna sabretmesini bilir ve o yolda yalın ayak başı açık yürür.Sevgiliden ayrı kalmak âşık için ölümdür.Canını sevgilisine verecek kadar cömerttir.
Candan ayrılmak olur
ayrılmak olmaz yârdan
diyor Efe Hazretleri.Fuzili de diyor ki,
Âşık oldur kim kılar
cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân etmesin her kim
ki kıymaz cânına.
Sevgili yüz vermedikçe âşığın aşkı artar.Sevgiliye ait bir özellik, bir bakış, bir söz...âşık için sarhoşluk nedenidir.Âşık bunları düşündükçe kendinden geçer.Sevgiliden dâima lütuf bekler.
Efe Hazretleri bir manzûmesinde şu mısrâ ile başlar:
Deryâlara daldırsa
âşık yine âb ister
Ve dertli, divâne âşık bilir ki: Varlık benlikten geçmiş, edebli kibir ve riyâdan uzak, alçakgönüllü olmak gerekir.
Hizmet ehli, gayretli, edebli olmak gerekir.Hasedden ve cimrilikten uzak, cömert, insanlara faydalı, merhametli, şefkatli olmak gerekir. Bütün bunlarla birlikte âşık gece gündüz niyâz eder, yalvarır, yakarır ki, cânân cemâlin göstere...Âşık gönül adamıdır, incitmez, Hak dostu güzelleri sever:
Âşık der güzelleri
Severim güzelleri
Kül ola ol başa ki
Görmemiş güzelleri
Efe Hazretleri
Bırakın böyle boş işleri
Herkesin kendine düşleri
Din sizindir, Allah bizimdir
Haram sizin, helal bizimdir.
Bu da benden
Psikolojik Danışman Maruf Beçene:
Depresyon dünyada yaygınlığı en fazla olan bir hastalıktır. Gün geçtikçe etki alanı genişlemekte ve çocuk genç yaşlı demeden gelişimin her döneminde varlığını hissettirmektedir. 2020 yılında depresyonun dünyada yeti yitimine neden olan en büyük ikinci hastalık olacağı tahmin ediliyor.
Gençlik Dönemi Depresyonları
Ergenlik dönemi depresyonlarında iştahsızlık ya da aşırı iştahlı olma, içe kapanma, sosyal hayatta tıkanma, akademik etkinliklerde verim kaybı (okul başarısızlığı) kilo kaybı ya da kilo alımı, özgüvensizlik, özkıyım düşünceleri ve madde kullanımı başlıca depresyon belirtileri olarak zikredilebilir. Ergenlik veya gençlik dönemi depresyonları daha kırılgandır. Kişi depresyon etkisi olan olay ve yaşantılardan daha çok etkilenir. Depresyonun ürettiği sonuçlar yaşamı daha belirgin bir şekilde etkiler. Gençler depresyonun etkisinden kurtulmak için madde kullanımı, abartılı alışverişe yönelme, okuldan uzaklaşma vb davranışlar sergileyebilirler.
Nasıl Başa Çıkacağız?
Depresyona neden olan faktörlerin etkisini aza indirgemek için ailelerin bu konu hakkında bilinçlenmesi oldukça önemlidir. Diğer yandan gençlik dönemi depresyonlarıyla başa çıkmak için erken teşhis oldukça önemlidir. Bu konuda bireye destek sunmanın yanında ebeveynlere yönelik aile destek programlarının düzenlenmesi hayati önem arz eder. Çocuğunun depresyonda olduğunu düşünen aile ilk adım olarak medikal tanılama için çocuk psikiyatrisi hekimiyle görüşmeli. Yapılacak tetkiklere göre ortaya çıkan hekim yönergesine mutlak surette riayet edilmelidir. Bununla beraber psikoterapi desteği ihmal edilmemelidir. Özetle ilaç + psikoterapi en yaygın başa çıkma yöntemidir.
Aradığımız Kıvam: Yetinmek, Rızâ Hâli
İnsanoğlu, direnci yüksek bir organizmaya sahip olduğu gibi, direnci çok kolay kırılabilen de bir varlıktır. Deyim yerindeyse direncimizi kırmaya dönük saldırılar her geçen gün çeşitleniyor. Depresyonu tetikleyecek yeni gerekçeler, yeni yaşam formları üretiliyor. Tatminsiz bir birey, tüketen birey olmaya müsaittir. Üretilmek istenen tatminsiz toplum ve buna bağlı tüketen bireyler oluşturma anlayışı mutsuzluğa kapı aralıyor. Daha açık bir ifadeyle, modern anlayışın ürettiği yaşam formları bireyi depresyon kuşatması altına alarak, önce gergin bir ruh hâli oluşturup daha sonra onu bir arayış içine sürüklüyor. Bireyde tatmin olma gereksinimi doğuyor. Var olana rıza göstermek, kanaatkar bir tutum içine girmek bireyler için doyurucu olmamaya başlıyor.
Mutsuz bir haleti ruhiye ile birey tüketmenin, farklılaşmanın, gerçekçi olmayan hedeflerin ortasında buluyor kendini. Bir düşünürün mutlulukla ilgili şöyle bir tanımı var: “Mutsuzluk; sahip olduklarımız ile olmak istediklerimiz arasındaki mesafedir.” Mutsuzluğu yani melankolik ruh halimizi etkileyen, sahip olduklarımız ile olmak istediğimiz arasındaki mesafe gittikçe genişliyor ya da genişletiliyor. Modern algı, kentleşme, kitle iletişim araçları ve gerçekçi olmayan modellemeler; sürekli bir “yetinmemelisin daha fazlasını iste” dayatması içinde gençliğin depresyon potansiyeline katkı sunuyor. Dayatılan bu anlayış kimi zaman alışveriş merkezlerinde çılgınca bir tüketime dönüşüyor, kimi zaman hayatın en kırılgan ve naif yıllarında her biri birer heyula gibi olan sınavlarda başarı kaygısına dönüşürken kimi zaman da bunlara karşı direnci kırılmış bir mağlup psikolojisiyle yaşama sırt dönmüş olarak karşımıza çıkmaktadır.
www.gencdergisi.com
Bu şiir ile ilgili 73 tane yorum bulunmakta