Endişelenmekmiş aşk…
İçini ‘Bir gün beni bırakacak! ’ korkusunun sarmasıymış… Her güzel şeyin bir sonunun olması değil de, bu sonun bir gün geleceğini bile bile yaşamakmış. Başını yastığa koyduğunda, gecenin bir vakti rüyadan sıçrayarak uyandığında, sabah gözünü ilk açtığında, radyoda çalan her hangi bir parçada aklına gelenmiş… Aklından bir türlü gitmeyenmiş aslında! Gözlerini önce doldurup sonra boşaltanmış… Büsbütün endişeymiş işte!
Aşkı diri tutan bu endişeymiş fakat!
Çünkü o giderse, peşinden dünya da gider…
O giderse, yıldızlar gider…
O giderse, İstanbul gider…
O giderse, bir daha güneş doğmayabilir, çiçek açmayabilir…
O giderse, hayat durabilirmiş…
Bir yandan da aşk; tüm o endişenin orta yerinde bile ‘emin’ olmakmış. Gözlerinin yerini başka bir gözün, sözlerinin yerini başka bir sözün tutmayacağını biliyor olsan bile… Küsebilmek, çıldırabilmek, sebepsiz sanılsa da dünyanın en önemli sebebi yüzünden dünyanın orta yerinde aşk için ağlayabilmekmiş!
Aşk geceymiş…
Hem karanlık, hem de karanlığın içinde ki aydınlıkmış… Orada soru yokmuş. Keşke yokmuş. Belki yokmuş. Kesin olana teslimiyet, kalbe boyun eğme varmış!
Ve aşk öyle bir şeymiş ki; vazgeçmekten bile vazgeçmekmiş..!
Kayıt Tarihi : 1.8.2011 18:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Elif Akdaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/08/01/ask-2195.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)