Aşk kelimesi sözlükte 'aşırı sevgi, bir insana bir varlığa, bir nesneye, ya da evrensel değere doğru kişiyi sürükleyip götüren gönül bağı' şeklinde ifade edilmiş.
Tasavvufi bir terim olarak da sevginin insanı bütünüyle etkisi altına alması, sevginin son mertebesi, varlığın yaradılış sebebi, varlığın aslı anlamlarında kullanılmakta.
İş böyle olunca doğal olarak ne kadar âşık gelip geçmişse bu dünyadan o kadar da tanımı olmuş bu kelimenin. Elbette her âşık kendi tanımının en güzeli olduğunu düşünmüştür. Böyle düşünmemiş olsaydı zaten bir tanım yapma ihtiyacı da duymazdı.
Denir ki kardelen çiçeği güneşi gördükten kısa bir süre sonra solar canlılığını yitirirmiş. Kardelen bunu biliyor mudur bilmem ama buna rağmen yine de güneşi bir kere bile olsa görebilmek için önce tohumu, sonra toprağı ve en son olarak da karı delerek sevdiğine kavuşmayı istemekten vaz geçmezmiş.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman