Aşk, ilahi feyziyle, Mevlana’yı döndürdü,
Yunus ile bir oldu, öfkeleri dindirdi,
Gül’de naza dönüştü, bülbülü süründürdü,
Bülbülün figanını halka delil etti aşk.
Hallacı Mansuru da, aşk düşürdü peşine,
Enel Hakk dedirtti de ne iş açtı başına,
Aşkın; akıl ermedi, sır ermedi işine,
Arifi bu alemde, külli cahil etti aşk.
Zeliha, “Yusuf” dedi, genç ömrünü yitirdi,
Yağma etti mülkünü, servetini bitirdi,
Yusuf’u kaybettirdi, sonra geri getirdi,
Hem sevindirdi hem de böyle sefil etti aşk.
Tacı tahtı bıraktı aşk uğruna nicesi,
Necat bulmadı aşktan,ne şahı, ne ecesi,
Kim ki bu aşka düştü, karıştı gün gecesi,
Kibri yıktı; şahları, maşuka kul etti aşk.
Aşk için; Ferhat ile yüce dağlar delindi,
Sebebi ya şirinden, ya leyladan bilindi,
Ne aşka bir teselli, ne de çare bulundu,
Uğradığı her gönlü, mutlak zelil etti aşk.
Kimi ruhuyla sevdi, gönlüne Hüda düştü,
Kimi nefsiyle sevdi, Hüda’dan, cüda düştü
Sılası gurbet oldu, vuslattan geda düştü,
Aşkı fani olanı, hor ve melul etti aşk.
Mecnunu ki çöllerde, “Leyla” diye gezdirdi,
Keremi Aslı için; yok canından bezdirdi,
Şu uslanmaz Özden’e, ne yeminler bozdurdu,
Özden’i rüsva etti, ele rezil etti aşk.
25.07.2012
Mehmet Özden BiçerKayıt Tarihi : 27.11.2012 15:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!