Asiyename Şiiri - Gökmen Çebitürk

Gökmen Çebitürk
130

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Asiyename

-I-
Akşamlardan bir bahar akşamı,
Günlerden Pazar...
Görün bakın bir âdemoğlu
Nasıl olur da azar?

Tükenmişti gidecek,
Ölüm orucu...
Yine yoluna gerekmiş,
“Ben” o azgın yolcu!

Gün berbattır Samsun’da,
Gece ihtişamlı...
Tek dostum kalmamıştı,
Kimisi evli, kimisi nişanlı...

İşte budur asıl sebep,
Asıl nişane...
Hava, su, deniz, kum...
Onlar bahane!

-II-
Her zamankinden daha hazin,
Her zamankinden daha zor,
O ölümcül bir hafta,
Tüm lanetli canavarlarını
Toplamıştı bir safta(!)…

Ve ben,
Her zamankinden daha pişman,
Her zamankinden daha bitkin,
Daha yorgun ve asabiyim...
Lakin,
Söyletmeyin fazlasını artık!
Bundan ibarettir
Halim, ahvalim, durumum…
……………

Sebebi hüznümün bunca
Ağır basmasının darası,
Karşı çaprazımda göz süzen
Seyrüsefer “Ayparçası"...

Beynime saplanmıştı,
Bir büyülü zıpkın...
Ne mümkün ilgisiz durmak,
Ya da öyle dalgın?

Ürkek ve utangaçtı,
Mahzun ama sevecen.
Hem çok güzeldi,
Hem de pek modern...

Ve Ayparçası'nın yanında,
Bir “teyzem” var uyukluyor...
Diğeri arada göz edip,
Beni yokluyor...

Adını sormayın bilmem,
Daha tanışmadık...
Bakışlarını iyi bilirim,
Hiiç ayrışmadık!

Boyunu bosunu bilmem,
Huyunu suyunu da...
Bildiğim tek şey,
İkimiz de seyrüsefer.
(Bir de haa...
Abi bu kız bir afet yaa!)

-III-
…………………??!!!
Dur hele be kardeşim,
Ne meraklı şeymişsin sen?
Hani kimi göçebeymiş “merak”tan,
Kimisi -ille de- konaklıyaraktan(!)...

Sen çok yaşayasın emi,
Şu yalan acuna direk dikesin!
Yağ değil bu yaktığım sana,
Yağ yakanıııııııııı... (Öpesin!)

…………
Bakmayın mevzuyu dağıttığıma!
Bakmayın argo tabanında gezinip
Kibarlığı arattığıma...
Sadece,
“Abayı yaktığım çiçeğe”
Balarısı gözüyle bakan eşşeğe(!)
Haddini bildirdim...

“Sabret!” diyor, sabret...
"Çıkarma olay!"
Hele dursun otobüs,
Gerisi kolay…

“Topla cesaretini!"
"Git yanına yetiş..."
Diyor yanımda oturan,
Yirmi yıllık müfettiş.

Yaa, bak gördün mü?
Ne kolay başgöz etti eloğlu.
Zaten babam hayır gelse,
"Elden gelir” diyordu...

"Elle gelen düğün bayram!"
Baktııııımm baktııııımm...
Bir Ayparçasınaaaaaaa...
Bir de ööööylece yolaaa...

-IV-
Ve nihayet vardı otobüs
Osmancık'ta bir tabakhanaya.
Genleşiverdi uyukluyanlar,
Kalktı hep birden ayağa...

“Yemek, çay, ihtiyaç!” diyor,
Uykusundan uyanan şoför...
O’na ihtiyacım var evet,
Görmeliyim O’nu...

İndi Müfettiş...
İndim ben...
Kurulduk mehtaba
Çok geçmeden.

Benim aklım bir karış
Havalarda geziyor,
Garson başıma kurulmuş
“Çaaaaay! ” diyor...

Yudumladı Müfettiş çayını,
Yudumladım ben...
Yudumladım ben çayımı,
Yudumladı Müfettiş...
(Kem küm işte, konu sıkıntısı...
Neee... Zoorrrr... İiiişş…)

Çay soğuk ve yarımdır(!)...
"Ya mola bitecek nerdeyse,
Bu kız otobüsten inmemiş hala..."
Bilmem ne haltlar karıştırır?

“Hah!” dedim,
Hah demedi Müfettiş(!)...
“Hah” dedim O da indi;
Aman Allah’ım O da neydi?

-V-
Bu kız bir seri katil!
Bu otobüs azmettiren...
İki sütuna bel kondurup,
Afrodit’i ikiye bölen...

Meğer servi boylu,
İnce, narin, fidan...
Hem zarafet cimrisi,
“O” ne biçim güzelmiş!

Yanında bir küçücük
Afacan “kız çocuğu”.
Her güzelin vardır ya
Bir kusuru, kuyruğu…
(Şükür teyzem inmemiş!)

Ne bir bardak çay içti,
Ne yemek yediler.
İhtiyaçları bile yokmuş ki
Tuvalete de gitmediler.

Ezcümle varır bizimkiler
Kurulur bir “sunak taşı”na.
Zil çalar da ben hayta
Durur muyum hiç sınıfta?

Aman ağbim! Canım Hocam!
Amcacığım! Sayın Müfettiş!
Pek muhterem kardeşim!
Çok çok özür...
(Böyle ince mevzuularda,
Aranmazmış hiç kusur...)

Kalktım viteste,
Yürüyorum aheste...
İki ileri bir geri,
Aheste!
(Şu sol yanım yerinden,
Fırlayacak nerdeyse...)

Bir değil iki değil,
Kırk davulcu, kırk tokmak...
Başa soyunduk bir kere,
Çare değil kispet yırtmak.

Ha bir adım daha,
Ha bir ileri...
Vardım seyran illerine.
Gel bakalım Ayparçası!
Gel beri!
…………………! ! !
…………………? ? ?

Gökmen Çebitürk
Kayıt Tarihi : 19.6.2010 21:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


(İstanbul, 1990)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Gökmen Çebitürk