ASiSTLER Şiiri - Necdet Arslan

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

ASiSTLER

Gecenin tam ortası.Az sonra bir yerlerde güneş doğar
Bir olgunun etrafında durmaksızın dönmekteyim
İncelttim yönleri,araladım bilmediklerimi …Kaygılandım kaygan zeminde yalpalamaktan Yakınından geçiyorum her şeyin. Dokunmak parmaklarıma bağlı.
Merkezine inebilirim kemirilmiş sancılarla onların.
Suyu durdurdum.Yönünü değiştirmeyi kavradım tutamadım yakasından.
Öteki akışın yakasına sarıldım; yetmedi gücüm dizginlemeye Bela bulaştı sesime
Güçlü olmak başkaymış adam olmak başka.Sorun buradaydı zaten
Yalnız yürümek kendinde durmaktır bir parça,ritmik saymayı unutmaktır.

Gizine erdim zamanla bazı şeylerin deniz kenarında amuda kalkan keşişi dinledikçe O bana bir şeyler söylemedi.Tersten baktı bana. Birazcık başka baktı,kıstı dudaklarını; kurtlu fındık öykülerinden anlattı.
Sözler yuvarlandı,kırpış kırpış telaşlar içinde gitti.
Saklı harfleri yerli yerine koydum.Bacak bacak üstüne atıp oturan o eylemin kulağını çektim.
Düzgün kolları vardı, ağzım sulandı.Sonra döndüğümü anımsadım.Ölmüştü yontuç.
Ben öldürmedim, elimi bile sürmedim. Gençlik korkularım ağır bastı biraz.Kaçıyorum gençlik alışkanlıklarımdan…

Sahi geceleyin neden aya bakarız ki hep?
Keşmekeşlik olmuyor denilemez,tanımlanamaz bir merak da diyebiliriz. Bakar mısınız herkes başını okşuyor ayın.Ayın çenesini dağıtmak için midir?
Bir nedeni vardır mutlaka.Etrafında dönenlerden korkma mıdır yoksa ruh yaratmasına engel olma mıdır? Üflemesin geceye soluğunu diyedir kesin

Anlaşılmıştır.İki ucundan tutup katlasam ağlar mı hilal? Kedi aşırıp duruyor bir şeyleri.
Çok ciddiyim kendime kızdım. Kendine kızması insanın gülümsemekten beterdir.
Hiçbir dile çevrilemez tebessüm.Hangi yolda eğitmeliyim sersemliğimi ve ner'den başlamalıyım Bir aklı evvel biliyorsa çıkıp ortaya söylesin.

Neyse…

Omzumda bir el var.Yolun eli midir Çocuk işte, ne bilsin anlamayı Denizin altında
denizaltı yalanları.Pekala dönüp durabilir tek ayağının üstünde insan.Yüzü solgun adam
Küpeşte kokusu satıyorsa suçlu değildir.Nemlendirilmiş bir günün içinde küflü dolaşıyorum değil mi ve bunu bana söyleyen yok.
Yüzümdeki çizgilerin değişmesi başkadır yüzümün kızarması başka.
Dudağımın kıyısındaki büzüğe dokunmak yasak.Dokunmak bir cigaranın dibine kadar
içe çekilmesidir.Hiçbir dönüş bir dumandan daha başarılı değildir.
Benim yürüyüşlerim bedavadır Var sayılmayacak kadar azdır.Sürüden ayrılma gibidir.
Söylemeyin kimselere zurnada peşrev olurmuş.
Bu gerçeğin suçu yok döndükçe yitmekteyim.
Ne ki kendimden gelip kendime gitmekteyim.

altıhaziranikibinondört

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 6.6.2014 15:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Volkan Aksal
    Volkan Aksal

    gece en çok yıldızlarından ve ay'dan sorumludur.. sayısını kim bilebilir ki kayıp gidenlerin..? bana kalırsa, odayı havalandırmak için içe doğru açılan bir pencereydi şiir.. kaygıdan ve sorumluluklarından yol almış bir nehirdi yahut, kıyısında uçurtmaların salındığı özgür bir gökyüzü.. hazır özgürlüğe de değinmişken, rüzgarın duvara çarptığı yerde biten bir durulma da olabilir bu, yağmurunu çekip kendini güneşe teslim ederek çatlamaya soyunmuş bir toprak da.. nerede başlayıp nerede bittiğini bilmektir asıl konu....................sonsuz kutlarım hocam.. mükemmel bir şiirdi.. saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar

    Galiba yaşamımınız her döneminde yolumuzu bazen geriye döndürüyoruz. İstesek te istemesek te o yolculuk kanılmaz oluyor..Dünlerle bu günlerin mukayesesi değil belki ama dünlerde anlaşılamayanlar görünmeyenler bugün görünebiliyor.. Gecelerin tam orta yerinde olanca ıssızlıkta çıkılıyor en çok gece içsel yolculuğa.. Sonunda yine kendimize ulaşıyoruz..
    Derin bir hesaplaşma. Dokunmak an meselesi. Her şeyi yeni baştan yazabilme arzusu.. Mümkün olanlar ve imkansızlıklar bir arada..
    Çevirebilir miyiz bir çırpıda hani diyorum ki en azından bundan sonrası için tutsak yolun iki ucundan dilediğimiz yöne.. Ama bu kez güney olmalı Kuzey üşütüyor biraz daha...
    ya da bentler kursak suyun akışını değiştirmek üzere..
    Belki daha çoğalırdı sular.. Daha hızlı akardı.
    Sanırım değiştiremeyeceğimiz tek şey yüzümüzde oluşan çizgiler..O çizgilerin anlamları.. Gülümsemeler ise evrensel. Onlar olmadan olmaz...
    Nerelere götürdü beni şiiriniz.
    Kapanan kaç kapı,kaç umut,kaç kapsam dışı kalan anılar..
    Var olun değerli şair. Kutluyorum gönülden.. Saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    Okudum. Bir daha, bir daha okudum. İçinden kolay çıkılır gibi değil. Bir şair bu denli bir hesaplaşmaya oturmuşsa kendisiyle, böylesine sorguluyorsa suyun yönünü nasıl ve neden değiştiremediğini.Ve gizine ermişse bazı şeylerin.Farkındaysa güçlü olmakla adam olmanın aynı şey olmadığının.Yolculuğu kendinden kendineyse.Ve bu kadar yüksek sesle konuşuyorsa içi, artık bıçak kemiğe dayanmıştır.Dayanmıştır dayanmasına da, o ilk gençlik yıllarının deli heyecanının, yerini temkinli olgunluğa bırakmasındandır ayın iki ucunu birleştirmeye çalışmaması.

    Derler ki; tarih tekerrürden ibarettir. Ve yine derler ki; Karanlığın en kesif olduğu an, tan yerinin ağarmasına en yakın olduğu andır.

    Şiirin sevindirici yanı: Şairler hala böylesine duyarlıysa öz değerlerimize ve hala sorguluyorlarsa kendilerini ve kızıyorlarsa neden bir şeyler yapamıyorum diye, geç kalınmış sayılmaz, hala ümit vardır...


    Ve diyorum ki: kendisiyle barışık olmalı insan. Tebessümün hiç bir dile çevrilmeye gereksinimi yoktur. Yeter ki gülümseyin. Gülümsemeler her dildendir.

    Aslında,kocaman bir pazıl gibiydi şiir parçaları bilerek karıştırılmış. Ya da şairin ruh halinin karmaşası bana o şekilde yansıdı. Parçaları yerine koymaya çalıştım kendimce.Biraz yaklaşabildim mi bilemiyorum. Kutluyorum öğretmenimi emeğini ve iç sesini bizimle paylaştığı için... Nice aydınlık türkülerin şiirlerine öğretmenim. İnanıyorum şairler onu yazacaklar...Nicelerine. Esenlikle...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Yok... Bu şiire 'sıradan şeyler' yazılamaz... 'Kendimden gelip kendime gitmekteyim' diyorsa şair... Ve şair 'boşa yazanlardan' değilse, bu şiiri dize dize tercüme etmekten başka yolu yok...
    İmgelerin dilini çözebilirsen o da...

    Gecenin ışığa teslim olacağı vakitlerde olmuş, ne olmuşsa... Sözcükler anlamını bulmaya başlayınca da 'gizem ortadan kalkar' diye hayıflanmış sanki şair... Etkisinde kalmakta var işin ucunda, onun da götüreceği yer gençlik alışkanlıkları ise, işte 'Bela...'
    'İyisi mi fazlaca aralamamalı, yakınından geçerken olur da parmağın dokunası geliverir... Endişe işte... 'Durmak sorun', kendinde durmak yalnızlığı göze almak demekse...' Diye başlamış ya, - o da bana göre- orada durayım ben de şimdilik...

    Doğrusu, 'şiirin ta kendisi' diyorum ama içine girmeye de korkuyorum Dostum... Kutlayıp çıkayım ben sayfadan, tekrar uğramak üzere...

    Cevap Yaz
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı

    PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER

    Hocam her cümlesi bir kitap hacmi
    kadar geniş manaları ihtiva ettiğini
    görüyorum..
    Hatta daha da ileri gidersek her birinin
    tek başına muhtelif manaları mündemiç
    bahislere birer libas hükmünde, çok
    etkileyici buluşlarınız da var..
    TEBRİKLERİMLE Selam ederim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Necdet Arslan