Asırlardır hiç uyumamış gibi
Gözlerim yüreğim yorgun
Kapanmaları için gözlerim
Yakamozları bekler gibi
Ay ışığında saltanat
Soğuklarda kısa düşerdi kendime
Kuruntusuz hayallerde
Tarhana çorbası kaynatırdım
Radyo dinlerdim
O zamanlar içinde küçük insanlar var sanırdım
Şimdilerde ise
Gerçek bir insana hasretlik türküleri söylüyorum içimden
İçimin denizlerinde
Gizler saklı
Sırsıklam bir yağmur yağar ovalarıma
Yemyeşil rüyalarım
Masmavi göğüm
Ölsem bile değişmeyeceğim biliyorum
Renkleri sayamam sırayla
Hepsini bilirim
En çokta siyahı
Patika yollardan yürürken
Havada karşı konulmaz bir yalnızlık kokusu vardı
Sadece çekirgelerin sesini duyardım
İçimden kaç sevda türküsü
Kaç hesaplaşma geçerdi
Çok uzaklardan sesi gelen tren katarı görünürdü belli belirsiz
İçim sızlardı yokluklarda
Bir dağdan diğere dağa uzanırdı sevdam
Yürümekle aşınıyordu yollar
Her düşünce ağırlaştırıyordu
Hem yolları
Hem zamanı
Yaşadıkça anlatacak şeylerin çoğalıyordu
Geriye dönüp baktığında
Hikâyelerin uzaması üzüyordu insanı
Ya anlatacak yaralı bile olsa hiç hikâyen olmaması
Asıl zor olan hiç yaşamamış olmaktı
Uykusuz gecelerin
Bir sonu olacaktı elbet
Sonsuzluğa ilk adım
Yürekte atılırdı
Yalnız bunu yüreği olanlar anlardı
Kayıt Tarihi : 17.3.2007 00:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!