Kâinat dediğimiz âlem, uçsuz bucaksız
Döner durur her dem, bir çocuk misali…şartsız!
Anlamaya, bilmeye çalışmış, nice âkil
Tâ yolun başında şaşmış, bîçare ve zelil
Bilinmez bir hiç idik, Ruhlara üfürüldü
Başlangıç bu olsa gerek, asıl yola girildi
“Ol” dedi, ana karnında başladı yolculuk
Ne tâkat bıraktı bu canda, ne de bir soluk
Vakti geldiğinde, açtı gözünü dünyaya
Ne hissetti bilinmez, başladı ağlamaya
Bakıma muhtaç idi, ninnilerle avundu
Kendini bilinceye dek, şefkatle korundu
Okuyup yazdı, sezdi; bu yolun tâ sonunu
Seyahat ederken, anladı dönen oyunu
Sabah akşam, gündüz gece, bir dönme dolap
Dönüp durdukça, düşüp kaldı, yorgun…bîtap
Gül gördü dikenler arasında, oldu hayran
Kaçıp uzaklaştı, leş yiyen yaratıklardan
Anladı, bu yollar menzile götürmez insanı
Tek ve Hak yol birdir, tanımaktır Yaradanı
Yolcudur şu insan, kâinat ona seyrangâh
Kendin bilirse eğer, bulur elbette ferah
Çalışıp didinerek, hayatta dik durmalı
Misafir gibi gezerek, menzile varmalı
Bilinen bir gerçektir, öznesiz yüklem olmaz
Kasıt aranmazsa, hakikatler gizli kalmaz
Arayan, ne aradığını bilip ararsa
Yorulur mu? Asla! ...Ne derdi kalır ne de tasa
Yontulduk bizler “Kûn fe yekûn” tezgâhından
İnanırsak emin oluruz, keder ve gamdan
Mehmet Ali şükreder, ne güzeldir bu tezgâh
Yol gösteren Kutlu Resul, yaratansa Allah.
(27.12.2010)
Mehmet Ali Çelik
Kayıt Tarihi : 28.10.2011 09:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ümraniye Belediyesinin Geleneksel 7.Şiir yarışmasına gönderilen şiir

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!