gece, gündüz;
düstursuz çalacağınız tek kapıdır,
ve tanrı misafiridir gelen
bölüşür ekmeğini
cömertce.
yarına allah kerim.....
çatladı; kurudu toprak
gökkuşağının tayf 'ından
süzülüp gelen yağmura hasret.....
başak;
doldurabilsin diye içini buğday taneleriyle
benim kadar sevinebilir misin yağmura?.
hiç gördünmü;
/ afrika bebesi / gibi cılız kalmış
tarladaki ekin'i......
istermisin;
güneşin sıcağını emerken
alnından akan ter yerine
yağmur damlasın,
yağlı göbeğinin üstüne?
ve
sen, hiç umut bağladın mı
çorak toprağa
atılan tohuma
ve yağmura
ve tanrıya .....
kurbanımız,kurbanlarımız
olmazsa olmazımız.
birileri kurban olurken
birileri kurban edecek
biri döverken biri dövülecek
biri gülerken biri ağlayacak.....
herkes kendi heybesini doldurmanın telaşında
seni kim düşünür memleketin efendisi! .
sürüp dur tarlanı
para etmesede ekinin....
07.06.2007
Ali İhsan AktaşKayıt Tarihi : 7.6.2007 16:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kim, nasıl zengindir bilmem, yada parasını kazanır! . bildiğim tek şey köylü ve işçinin açlığıdır. onlar doymadıkları sürece yediğim lokmadan tad alamayacağım.
Faiz öder olmuş banka uşağı
Yorgan ipotekli saltık döşeği
Yatacak yeri yok vah benim köylüm
Halka halka ter bağlarken yeleği
Bir seklem un esir almış bileği
Yine şükür ister zalim feleği
Çatacak biri yok vah benim köylüm
Dökülen tohumun umudu güzde
Damlayan terlerin emeği bizde
At araba eşek bile hacizde
Satacak kırı yok vah benim köylüm
Alın teri ucun ucun gidiyor
Karıncadan devlete dek ödüyor
Devlet dersen o da vergi güdüyor
Tutacak eri yok vah benim köylüm
Perişan da benim köylüm perişan
Ekmek atlı kendi hep yayan koşan
Harpten çıkmış gibi hep yorgun düşen
Ötecek boru yok vah benim köylüm
Efendi efendi kan ağlar içim
Milletin efendisi gör ne biçim
Gelirsin bir ara olursa seçim
Soracak soru yok vah benim köylüm
Ne yapsın kader deyip böyle yaşar
Emeğine bakıp ürüne şaşar
Kimse bilmez üç öğünde ne pişer
Yutacak loru yok vah benim köylüm
Kaç yama var sayamadım dizinde
Der Engini böyle yaşar özünde
Ağladıkça toprak akar gözünde
Bakacak feri yok vah benim köylüm
yok abi yok köylümün bir şeyi yok
susmayalım doossttt!
büyük balık küçük balığı
gözün körmü,gözünü açık tutsaydın
atı alan üsküdarı
benim memurum işini bilir
vardıda bizmi yedik
yeğenimdir kendisi'...
Bunları hayata geçirebilsek bizimde sıkıntımız kalmayacak...............
Saygılar dostum.........harikaydı
güzeldi
seni kim düşünür memleketin efendisi! . çok güzel...harika bir şiir...tebrikler....
Ancak yine de, horlanan, ezilen, hafife alınan onlardır.
Onların samimili ve candanlığı her zaman şehirli ve çıkarcılar tarafından kullanılmıştır.
Tarihler boyunca, geçmişte ve günümüzde, kurulan bütün devletlerin yüklerini köylüler çekerken, diğerleri onların üzerinden sadece çıkar sağlamıştır.
Köylünün doğa içindeki hayatı, doğanın gerçeklerindeki doğallığı, yamukluğu, üçkağıtçılığı, istismarcılığı, ikiyüzlülüğü tanımaz. Sadece ve doğaldır. Her şeyini doğadan alır, doğa gibi cömer olarak verir.
Ama çatı yükselip devlet olunca, devleti yönetenler aynı duyarlılıkta değildir. Onlar, alkış olunca kendilerine, zorunluluk ve zorluk olunca köylüye yönelmişlerdir.
Köyle milletin efendisidir diyen iktidarlar bile, şehirlerde içki, eğlence, zenginlik sefahatına dayalı kurdukları hayatla, yeni bir sınıf üretmişlerdir.
Günümüzün yeni sınıfı modern, çağdaş, köylü üzerinden siyaset yapan, ama köylüyü hiç nazara almayan bir sınıftır.
Köylünün zaten onlara ihtiyacı mı vardır ki?
TÜM YORUMLAR (7)