Yüce Tanrı yüzünü altından mı yaratmış,
Ansızın her bakmamda neden değerleniyor ?
Varlığı ve yokluğu sende mi kucaklamış ?
Nefsim senin karşında umarsız eğiliyor.
Basitçe yadsınamaz ulu ustanın işi,
Dokunmuş her zerrene kaplayıvermiş cevher.
Gözlerine bakışım kıskandırır güneşi;
Kapkaranlık tanları şavka boğan mücevher.
Her şeyde biraz sen var muhtevada, aslında;
Koparsam kurtulamam işlemişsin fikrime.
Hayallerden ibaret sahtesi de Aslı da;
Kapılmışken sözlerim belagatle zikrime.
İnsan aklı ülkedir, hududunu zorladım.
Kalbimden sızıp gelen düşmanıydın tinimin.
Ben kendi yanışımı istemsizce korladım,
Düşüncemde münzevi misafiri inimin.
Nâ-mümkün hayalleri şiirlerde kurmalı;
Şimdi burda susarsam yarın gelmiyor dile.
Yakandan asılıp da hesabını sormalı,
Seninle savaşırken zihnimi yordu çile.
En kesif arzularım buluşmuş bir ezada,
Ruhun güzel şeyleri fütursuzca soldurur.
Kokunda kavuşmalar ödül ya da ceza da
olsa hayat bu belki, beklemezken oldurur.
Yansıması titremiş gözlerimin âbına,
Penceremden vuruyor aydınlık gülüşlerin,
Tanrı seni eklemiş "dört melek" kitâbına,
Bir meleksin belli ki meşhur öldürüşlerin.
İçimde durdurulmaz sana koşmak hevesi;
Daha taze acısı dizlerimde çelmenin.
Bedenimden alırken işte bu son nefesi,
"Sevgi"dir alışılmış bercestesi ölmenin.
İnsan bu hazineyi yıllar boyu arar da,
Bakmadığı bir yanda mutlaka bulunurdu.
Âmâlığın kumaşı gözlerini sarar da,
Olmayacak şeylerin hep peşinde olurdu.
Giremedim gönlüne kalp yerinden sökülür,
Arasan da bulunmaz sevda sırrını çözen.
Şimdi dudaklarımdan bir avuntu dökülür:
"Onun da sınırını belki kaderdir çizen."
Herkesçe söylenilir: Kader sever çabayı.
İnsan sensiz yazgıyı tek kalemde silemez.
Fırtınalar misali çığırsam şimdi "Hay"ı
Kim ovsa şu kalbimi böyle sevmek dilemez.
Fuzulinin peşine düşmüş azalır ömrüm.
Geçip giden günleri bana kim getirecek ?
Bütün beden sağlam da kalbim olsa kötürüm,
Sevdam gönül kaleni ne zaman düşürecek ?
Bir gün gönül yorulur sürmez sevda ebedî,
Ruhları aydınlatır şevkleri ışıkların.
Onulmadan düşlenir hasretliğin mabedi,
Yankıyarak çağrılır türküsü aşıkların.
Sıkaraktan elimi şu kalemim kaldırsa;
Kağıtlar engel olur geçit vermez dizene.
Birikmiş yorgunluklar bir ölüme daldırsa,
Efsunlu rüyalar da kavuşmaktır dizine.
Hâlâ yaşarken saçma, rüyalarda sarılmak;
Hayat devam ediyor mesafeler aşmalı.
Bütün keskin sözlerim çocukça bir darılmak,
Gözler yağmurlar değil gülücükler saçmalı.
Mesafeler açarken ya da kapamakları,
Kursağımda hayaldir bu ömrümün hevesi,
Gecenin gizlerinde şu sevinç çığlıkları,
Kısacık soluklarda duyabilmek o sesi.
Tarih biraz hızlanır sözcükler anlam bulur,
Mutlaka anlaşılır sana şiir atfetmek.
Atî-ezel kavramı çabucak unutulur,
En müstesna gaflettir senlen zaman katletmek.
Yorgun kalbin de beni, bir gün haklı bulacak.
Dünyada her şey ölür bütün hepsi fânidir.
Ellerini tutmalı ve koşmalı çabucak,
Zaman her şeye düşman güzel şeyler ânîdir.
Ne çabalar bulunur o kısacık adında,
Sevmek içte yaşanır dile gelirse erir,
Elbet ki her şeyi de bırakmalı tadında ,
Benim de şu halimden artık içim ürperir.
Kağıdımda gözyaşı kalemim de ağlasa,
Gaip bir şiir daha sana atfetmeyecek,
Şimdi sade ağlasan çağlayanlar çağlasa,
Zaman geçen günleri asla affetmeyecek.
Kayıt Tarihi : 31.12.2020 06:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!