AŞİKÂRA GİZLENMİŞ SESLER
Söyleyin bu hoş sesler, acep nereden gelir?
Surlarda bayraklaşan namlı bir serden gelir!
Cihadı düğün bilen akıncı erden gelir!
Mohaç’ta zafer vuran şanlı mehterden gelir!
Yaslan da Gülhane’de bir çınara kulak ver,
Ne anlatır maziden; neler fısıldar, ne der?
Rüzgârlarla söyleşir, denizlere sır söyler;
Bu sesler aşikâra gizli bir yerden gelir!
Bir Osmani renk alır Kanlıca’da akşamlar
Çamlıca kitaplaşır, tarih üflerken çamlar
Ceddimin mirasıdır hayat soluyan damlar,
Oba oba yurt kuran şanlı neferden gelir!
Süzülür İstanbul’un Hezarfen kanatları.
Kapıları tokmaklar fetih koşum atları.
Horasan’da yontuldu öpümlük toynakları;
Ölüme ıslık çalan sedef hançerden gelir.
Bin sığınaktır bize, bir minare gölgesi.
Bin başlı gövdemizin, bir vurur yürek sesi.
Bu sesler İstanbul’un Ayasofya nefesi.
Fetihle destanlaşan bu Türk eserden gelir!
Yollar yararak ateş izinde dağ, demirden;
El alarak bir kıratlı, toy bıyıklı emirden!
Nuh misali yürütüp gemileri semirden;
Çağ dönümlük bir büyük, eşsiz seferden gelir!
Kayıt Tarihi : 9.6.2010 00:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!