ÂŞIK SEYİT
Bin üç yüz yirmi dört doğma
Bilal ve Esme’den olma
Küçük yaştan yetim kalma
Büyük üstad, âşık Seyit.
Terzi babanın soyundan
Eskikarasar köyünden
İçmiştir Tecer suyundan
Büyük üstad, âşık Seyit.
Öksüz ve yetim kalmıştır
Dededen öğüt almıştır
Âşık diye nam salmıştır
Büyük üstad, âşık Seyit.
Bayrak kalkmış çevre duymuş
Yaş on dörtte nikâh kıymış
Dört kızı bir oğlu olmuş
Büyük üstad, âşık Seyit.
Âşıktı söyler coşardı
At biner yarış koşardı
Dörtnala dağlar aşardı
Büyük üstad, âşık Seyit.
Tecer’deydi değirmeni
Eli yüzü undu teni
Üç dört nesil tanır seni
Büyük üstad, âşık Seyit.
Herkesin sevip saydığı
Yanında huzur duyduğu
Sözünden mana bulduğu
Büyük üstad, âşık Seyit.
Badeyi Mısri elinden
Dökülmüş kelam dilin
Yürümüş Hakkın yolundan
Büyük üstad, âşık Seyit.
İsmail Hakkı Müridi
Nakşi kolunda yürüdü
Hocası Mehmet efendi
Büyük üstad, âşık Seyit.
Yenirdi ekmeği aşı
Dik durur eğmezdi başı
Seksen altı etti yaşı
Büyük üstad, âşık Seyit.
Bazen biçaredir Seyit
Söz söylemiş yazmış beyit
Ömür bitmiş olmuş meyyit
Büyük üstad, âşık Seyit.
Kayaturan dost ehlidir
Tende bu canı sürüdür
Söz söyler izin yürütür
Büyük üstad, âşık Seyit.
( 21.06.2012 Saat : 10.10 )
Şevki KAYATURAN
Bu şiiri yazmama vesile olan başta sayın Bekir Alim Bey olmak üzere, üstadın sağlığında kendisiyle söyleşi ve derlemeleriyle bizlere kaynakça olarak yararlanmamızı sağlayan Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Bölümü hocalarından Yar.Doç.Dr. Doğan Kaya’ya da teşekkür ediyorum.
Şevki Kayaturan
Kayıt Tarihi : 4.1.2020 21:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!