Âşık Paşa (GÜLCE- BAHÇE)
-I-
‘Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi bu dilleri
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Vuslatî hocamızdan;
Bir Âşık Paşa biyografisi, güzel bir anlatımla gün yüzüne çıkarmak, okuyuculara sunumu başarılı ve kayda değer. Türkçemizin yıllar önce titizlikle kullanıldığını, eserlerinden vurgular yaparak yapmış oluduğunuz çalışmanızdan dolayı kutluyorum. Lis. Saygılarımla
Bu kalem her defasında çıtayı daha da yükselterek ilerliyor. Hayranlığım ve tebriklerim sonsuz.
Türk Kültür Tarihimizin müstesna isimlerinden Aşık Paşa'ya yönelik olarak kaleme alınmış dolu dolu ve nitelikli bir çalışamayla karşı karşıyayım.
Yapıtı ilgiyle ve gıptayla okudum;övünç duydum .
Değerli ÖCAL'ın ürettiği her yapıt çizgi ötesi bir kaliteyi barındırmaktadır.
Ustalığını işlediği her konuyla okuyucuya ulaştırarak kanıtlayan Sayın ÖCAL'ı yürekten kutluyorum.
Özden selamlarımla..
tarihe ve tarihin silemediği ulu insanları mısralara taşıyan kaleme saygılarımı sunarım
HOCAM İKİ DİLİN TERTIŞILDIGI ŞU GÜNLREDE MANİDARDIR DİZELERİNİZ OKUYUPTA ANLAYANA TABİ SAYGILAIRMLA
Dost odur ki gamı basar döşüne,
Yerleşen sen hayaline düşüne.
Senin için canı takar dişine,
Seni senden daha fazla düşünür.
gönlün zevval görmesin hocam,ellerine sağlık,selam ve dua ile..
Harika!
Kutluyorum üstad.
Selam ve muhabbetle...
Osman bey. yine kaleminizden güzel bir eser okudum. bu başarılı çalışmanız tam puanımla antolojimde.. saygı ve selamlarımla...
Türk kültüründe gezinir devir devir;
Orhun Abideleri’ne, Kutadgu Bilig’e,
Dede Korkut’a, Mesnevi’ye Yunus’a gider.
Bazı sözleriyle Süleyman Çelebi’yi etkiler
Ve Mevlidin temelini oluşturur.
Leyla ile Mecnun’u yazar,
Aşk içinde, gül olur bülbül olur.
Ozanlık var hem de mertlik,
Cımbızladım birkaç dörtlük.
Her birisi farklı şiir,
Kimisi gül kim ibretlik.
‘A bülbülüm garip garip
Ötme beni ağlatırsın
Varıp yâdlar arasında
Yatma beni ağlatırsın’
......
Sayın Hocam , bu büyük çalışma ve gayretleriniz için , paylaşım için sonsuz teşekkürler...muhteşem bir esere imza atmışsınız yine ..
daim olsun kaleminiz ve yüreğiniz ... saygılarımla
Harika çalıçmanızı büyük keyifle okudum. Tebrik eder, usta kaleminizi kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta