Kırşehir'de, 1272 yılında doğmuştur. Mutasavvıf bir aile geleneğinde yetişmiştir. Dindar bir kimliğe sahiptir. Bu nedenle eserlerinde tasavvufi yönünün ağır bastığı dinsel motifler bulunmaktadır.
Aşık Paşa'nın kimliğini oluşturan başlıca öğe, onun Türk diline verdiği önemdir. Arapça, Farsça, İbranice ve Ermenice dillerini iyi bilmesine karşın eserlerini katıksız öz Türkçe ile ortaya koymuştur. Arap ve Fars kültürlerine ve dillerine duyulan hayranlığı kınamış ve eserlerini Türk dilinde kaleme alarak bu eğilimlere karşı koymuştur.
Yapıt ...
Türk diline kimse bakmaz idi,
Türklere hergiz gönül akmaz idi.
Türk dahi bilmez idi bu dilleri,
İnce yolu ol ulu menzilleri.
Bu Garibname eğer Gönül geldi bile,
Güzel senden ayrılalı
Hayli zaman oldu gel gel
Bak gözümden akan yaşım
Âb-ı revan oldu gel gel
Böyle m'olur küsüp gitmek
Her kim bana ağyar ise
Hak Tanrı yâr olsun ona
Her kancaru varır ise
Bağ u bahâr olsun ona
Bana ağu sunan kişi
A bülbülüm garip garip
Ötme beni ağlatırsın
Varıp yâdlar arasında
Yatma beni ağlatırsın
Bülbül gibi zardır işim
Divaneyim aklım kalmadı serde
Bir kaşları keman aldı da gitti
Aşkın deryasına açuben yelken
Bir kıyas ummana daldı da gitti
Yarin şehrine uğrarsa yolum
Benden mi bana bu elem
Aşktan mı yoksa derd ü gam
Bunca bela cevr ü sitem
Bilsem nedendir bilmezem
Canan olursa ger nihan
Ey padişah! Ey padişah!
Çün ben beni verdim sana,
Genç ü hazinem kamusu
Sensin benim önden sona.
Evvel dahi bu akl u can
Be güzel senin derdinden
Dün ü gün gezer ağlarım
Ah eyleyip inleyüben
Göz yaşı döker ağlarım
Çağırırım Gani deyi
Dilim bülbül oldu öter
Ahım cana kılur eser
Türlü türlü yemiş biter
Mamur oldu bostanımız
Geçenler n'etti n'eyledi
Söyler isem bu derdi ben
Sırrım cihana faş olur
Sakin olup oturursam
Sağmaz yüreğim baş olur
Seyrim daim senden sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!