Ben Osman Akçay. Bir de Âşık Osman Akçay var. İkimiz aynı ad ve soyadlara sahip olan farklı kişileriz. Ben Ankara’nın Kızılcahamam İlçesinin Yukarıkese Köyünde 1968’de dünyaya gelmişim. Âşık Osman Akçay ise Adana’nın Feke İlçesine bağlı Gürmüze Köyü’nde 1960 yılında doğmuş, Türkiye’yi dolaşıp âşıklık geleneğini başarı ile halen sürdüren birisi.
Şiirlerimin altına ilk önceleri sadece Osman Akçay diye yazardım. Ancak bu kıymetli Âşık’ımız ile ismim karıştırılınca şiirlerimin altına mahlasım olan Seğmenoğlu diye yazmaya başladım. Bu kez de mahlasımın onun mahlası olduğunu sananlar oldu. Bu iki Osman’ı ayırabilmek için son olarak Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay) diye mahlasım, unvanım ve adım-soyadımı birlikte kullanmaya başladım. Oysa bugüne kadar yayınlanan kitaplarımda dahi Dr. unvanını kullanmayı hiç tercih etmemiştim.
PEKİ, BENİM YERİME SİZ OLSAYDINIZ SORUNU NASIL ÇÖZERDİNİZ?
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tebrikler değerli hocam yüreğiniz dert görmesin yine anlam dolu harika bir şiir okudum kaleminizden gönül diliniz susmasın nice şiirlere selamlar saygılar sunarım Allah’a emanet olunuz esen kalınız
Benim önerim (ki bu sistem kullanılıyor bazı ülkelerde) kadınlar için de geçerli.
Adı BabaAdı DedeAdı Soyadı
:))
Akçay Osman belki kısadan çözerdi Hocam..
zor iş ,
esenlikle
Dr. Seğmenoğlu'na sonsuz başarı ve mutluluklar dileğimle.
Sözcükleriniz sizin referansınızdır başka çözüme gerek var mı kaleminizi tanıyan herkes anlar bunu isme gerek olmadan fikrim bu
Saygılar
PEKİ, BENİM YERİME SİZ OLSAYDINIZ SORUNU NASIL ÇÖZERDİNİZ?
PEKİ, BENİM YERİME SİZ OLSAYDINIZ SORUNU NASIL ÇÖZERDİNİZ?
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta