MEHMET AKÇA (AŞIK MOLLA)
14 Şubat 1923 yılında Aksaray’ın Yeşiltepe (Kırgıl) Kasabasında doğdu Annesi Hatice, Babası Tahsin’dir.
Babası 2 kez evlendiği için kendi annesinden Mustafa isminde bir kardeşi vardır. Diğer anneden 6 kardeşi daha vardır.
Mehmet Akça dört evlilik yapmıştır. İlk üç evliliğinden çocuğu olmamış, dördüncü evliliğinden Nazmiye, Hatice ve Zahide isimlerinde üç kızı dünyaya gelmiştir. Dört erkek çocuğu daha olmuştur . Mustafa Kemal, Mehmet Akif, Hacı Mehmet ve İlhan isimlerinde.. Fakat dördüde bebekken , 2 aylık, 4 aylık gibi bir zaman zarfında yaşayıp, vefat etmişlerdir. Aşık oğullarının kaybından dolayı bir türlü kendine gelememiştir. Sürekli onların acısını içinde yaşar;, ve aklına geldikçe oğullarına ağlardı. Oğullarına duyduğu acıyı şiirinde şöyle dile getirmiştir.
OĞULLARIMA AĞIT.
Hazan vurdu benim gonca gülüme
Oğlum acınızı gömdüm içime
Rahman aldı elimden, kulun suçune
Emrine şükreder , yanar dururum.
Biri Mustafa Kemal , birisi ilhan
Biri hacı Mehmet, biri Akif paşam
Neyleyim bu postu ,pazarda satam
Vurup yerlereyesân , yanar dururum. .
Aşık evine gelen misafirlerine genelde şiirle karşılık verirdi. Bunlardan biriside Çapan bey ve eşi Gülşen hanımdır.
Çapan beyim, Gülşen hanım
Hanemize hoş geldiniz
Benim aziz komşularım
Hanemize hoş geldiniz .
Huzur verir sohbetiniz
Evime şeref verdiniz.
Hiç bitmesin neşheniz
Benim aziz komşularım.
.
Ozanımız son eşi Güllü hanıma şu şiiriyle seslenmiştir
Kimse gelmez bu dünyada yanıma
Böyle işi yakıştırmam şanıma
Bizden selam olsun Güllü Hanıma
Olmasın dünyada söz karagözlüm
Aşık molla derki baharım yazım
Asılı duruyor duvarda sazım
Gözümün bebeği üç tane kızım
Noktala satırı, düz karagözlüm .
Aşıgın ilk evliliğini eşi Güllü Hanım şöyle anlatır.
‘’Aşık Ulukışla’ya arkadaşlarının yanına gider. Orada arkadaşının kardeşi Feride’ye aşık olur.. ailesinden isterler , Kırgıl’a gelin getirirler. Fakir oldukları için rahat edemezler , yokluk yüzünden ayrılırlar. Aşığın babası ona kendi köyüne dönmesini söyler . Bunun üzerine Feride babasının evine döner. Giderken de şu Türküyü söyler :
Hayalde gör düşte gör
Gidiyorum işte gör
Kıymatımı bilemedin
Bir kötüye düş de gör
Aşık mollada eşi feride nin arkasından şunları söyler.
Dam başında sarı çiçek
Burdan gidek ürgübe göçek
Ürgübe vardığımız gece
Hâk yoluna kurban kesek .
Aşık Molla eşi ferideye " İstersen gırgıl dan gideriz,ürgübe yerleşiriz. Yeteri gitme beni bırakma diye yalvarmıştır. " Fakat feride gitmekte kararlıdır ve Aşığı bırakıp gider.
Aşık molla ferideye duyduğu büyür aşk ve kara sevda hasretiyle arkasından şunları söyler. .
Aşk badesin doldurdun
Dost düşmanı güldürdün
Gitme kurbanın olam
Bu mollayı öldürdün
Odaları köşeli
Güli reyhan döşeli
Ne ağladım ne güldüm
Ben bu aşka düşeli.
Kapı önü çardaklı
Gader bana hor baktı
Geri dönüp gelirse
Feridem gurban adaklı
Gülen yüzüm soldurdun
Çıralarım söndürdüm
Ayağına kapandım
Sevdiğim gevurmuydun
Yaralarım azdırdın
Seyyah gibi gezdirdin
Yar aşkına düşeli
Bu canımdan bezdirdin .
Aşık ilk karısını çok sevdiği için onun gidişine çok üzülür. Aşıklığı bir kat daha artar’’ .
Daha sonra aşığı Babası Hacer isminde biriyle evlendirir. Haceri sevmeyen aşık gurbete çıkar, ondan ayrılır. Üçüncü evliliğini Meliha ile yapan Aşık Meliha için şunları söyler:
Yürekler acısı dayanmaz kimse
Bizi kınamayın alalım hisse
Dünyada şaire acımaz kimse
Sanki Meliha’yı anar ağlarım
En son eşi Güllü Akça halen sağ olup kızlarıyla beraber Aksaray’ın Coğlakı Mahallesinde oturmaktadır.Aşık mollaya çok evlilik yapmışsın denildiğinde ( Her babayiğidin harcı değil ) diyerek espiride bulunur, gülümserdi.
Mehmet Akça İlkokulu doğduğu köyde bitirdikten sonra çeşitli işlerde çalışır. 1946 yılında Ankara’ya giderek Muzaffer Sarısözen’le tanışır. Ona yazdığı bir çok şiirini verir. Sarısözen, aşığın ‘’Osman Abim Evde mi?’’, ‘’ Kapıları Kaptıran’’, ‘’Gelin Olan Uzun Olur’’ gibi türkülerini notaya alır. TRT repertuarlarına kazandırır.
1947 yılında Ankara’da ‘’Yurttan Sesler’’ korosuna katılır.
Bu koroda bir yıl çalıştıktan sonra Aksaray’a döner Ankara’ya her gidişinde misafir sanatçı olarak radyo programlarına çıkar yörenin Türkülerini okur.
1970’li yıllarda Aksaray’da Azmi Milli Un Fabrikasına girer oradan malulen emekli olur. Mehmet Akça’nın bine yakın şiiri vardır. Bu şiirlerinin bir Kısımı ‘’Yarenlik’’ ve ‘’Bu Vatan Bizimdir’’ adlı şiir kitaplarında toplanmıştır.
Aşığın ölümünden sonra araştırma yapmak isteyen şahıslar şiirlerinin bir kısımını almış, bir daha da getirmemişler. Refik Ahmet Sevengil ‘’Çağımızın Halk Şairleri ‘’ adlı kitabında aşığa yer vermiş birkaç şiirini yayımlamıştır. Mehmet Akça Refik Ahmet Sevengil’in ölümü sebebiyle şunları söyler:
Yanık olur kamillerin sözleri,
Neşelidir Yurttan Sesler’in sazları,
Size derim Hsuraf’ın kızları,
Refik Ahmet Sevengil’i kaybettim
Bunlar dışında Mehmet Akça’nın Hasandağı, UluIrmak, Ekspres, Yeni Aksaray, gibi Aksaray Gazetelerinde şiirleri yayınlanmıştır.
Mehmet Akça’nın kızlarından yalnızca Nazmiye Akça’nın şiire karşı ilgisi vardır.
Nazmiye Akça, özellikle babasının ölümünden sonra duyduğu üzüntüyü şiir yazarak dile getirmiş bu şiirleri Aksaray Gazetelerinde de yayınlanmıştır.
SEVGİLİ BABAMIN ARDINDAN
Nasıl feryad etsem, nasıl ah etsem
Artık haykırışlarım faydasız babam
Uğrunda senin için canımıda versem
Seni geri çevirmek imkansız babam
Yasa girdi Aksaray halini sordu
Bütün dileklerin yerini buldu
Genç Mehmetciklerin selama durdu
Oğlum yok diye üzülme babam
Ah etsin yürekler diller ağlasın
Parklar bahçeler yollar ağlasın
O ne büyük şerefki benim babamsın
Atatürkçü izinden yürürüm babam
Kavruldu acınla yandı yüreğim
Allah kısmet etsin mahşerde göreyim
Evin Cennet olsun budur dileğim
Sonsuza dek nur içinde yatasın babam
Aşığımız Atatürk hayranıdır ve askerlik mesleğini çok sever. Birçok şiirinde de bunu dile getirir.
Kendi Molla, asker derler
Medine’de leşker derler
Peygamber de subay derler
Kim ne derse desin bana
***
Askerlerin kışlası var
Şu Mollanın İhlası var
Mustafa Kemal Paşa’sı var
Hayır ola hayret ola
Yöremizin en tanınmış aşıklarından Mehmet Akça Ağustos 1990 yılı bir Pazar akşamı trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmiştir.
B- AŞIKLIĞINI HAZIRLAYAN ETKENLER
Mehmet Akça, on yaşında aşıklığa başlar. Erenler elinden bade içtiğini şu dörtlükten anlıyoruz
Derin ummanlara daldım
Aşkın ırmağına girdim
On yaşında Aşık oldum
Yandı şimşek çıralıyım
Bir Tufanın taralıyım
***
Bu erene içirdiler badeyi
Vatının yoluna koymuşlar kelleyi
Dolaşıp Mekke’yi hem Medine’yi
Bunu Yapan Ulu Allah değil mi ?
***
Züleyhalar, Makbuleler geldiler
Bizim evde huzuruma durdular
Eren diye ellerini verdiler
Bunu yapan Ulu Allah Değil mi ?
Aşığımız vefat ettiği için aşıklığında kimlerin etkili olduğunu, nasıl başladığını öğrenme imkanımız olmadı. Ailesinden aldığımız bilgilere göre : Rüyasında bade içen aşık, etrafındakilere kendisine bir hal olduğunu anlatmaya çalışmışsa da pek inandıramamıştır. Karşılaştığı bir güzele, bir olaya, kısacasası herşeye birşeyler söyleyen aşığa çevresi ‘’ Molla ‘’ demiş, mahlası Aşık Molla olarak kalmıştır.
Şiirlerini irticalen söyleyen aşığımız saz çalmasını bilmemektedir. Muzaffer Sarısözen’le tanıştıktan sonra Sarısözen aşığa saz çalmasını öğretmek için çabalamıştır. Aşık, rüyasında çok güzel saz çaldığını, gerçekte bunu başaramadığını söyleyince , Sarısözen , öğretmekten vazgeçmiştir.
Mehmet Akça, Ankara’da bulunduğu yıllarda Aşık Veysel, Dursun Cevlani gibi birçok aşıkla tanışmış, onlarla atışmaları olmuştur.
1983 yılında Konya’da yapılan Aşıklar Bayramı’na katılan aşığımız Aşık Nevcivan Özmeri ile atışır ve ‘’Aşık Sururi’’ ödülünü alır.
Aksaray’da ise Murat Coşkun, Bekir Coşkun ve Aşık Mahmut ile atışmaları olur. Murat Coşkun’la beraber destanlarını satmışlardır.
C-ŞİİRLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR
Türk Milletindeki şan ve şeref hiçbir millette yoktur.Türk Milleti her zaman tarihiyle, atalarıyla, diliyle, vs. övünmüştür. Aşık Molla’da tarihiyle,milletiyle övünen milliyetçi bir şairdir. Bu duygularını ‘’Türk’ün Tarihi’’ adlı şiiriyle dile getirir.
Tarihler diyarı bir misalim var
Çirkef yonan çekil vatanımdan
Dünyaya denk olan dermanımız var
Üstünde Ay-Yıldız fermanımız var
Vatanına bağlı olduğu kadar dininede bağlı olan Aşık Molla son dönemlerinde dinine aşırı bağlanmış beş vakit namazını geçirmez olmuştur. Mollanın şiirlerinde Allah, Peygamber, Mekke ve Medine gibi kelimelere sıkça rastlanmaktadır.
Her yerde okunan Hakk’ın kelamı
Mekke Medine’de verdim selamı
Allah’tan ulaşan ilmin planı
Bizi tanımayan kula ne deyim
Mollanın şiirlerinde aşk ve sevda konuları ağırlıkla işlenmiştir.Sam yeli Osman Abim , Gönül , Kavurgayı Dağladım, Arabamın Dingili,Dilberim, Hatice Türküsü ,Gülbahar, O Yar Benim Nimetimdir, Güzelin vb şiirleri bu türden şiirlerdir.
Molla’nın Aksaray, Hasandağı, ve Türkiye’yi tanıtan şiirleri de vardır, Ayrıca Leylek ve turnalar içinde şiirler söylemiştir.
Aşığın mizahi yönü ağır basan ‘’Sivrisinek’’ adlı bir şiiri vardır. Sivrisinek sokmasından bıktığını aşık bu şiiriyle dile getirir.
İnce telden boynuzu var
Soylusu var soysuzu var
Kan emmeye hırsızı var
Yaktı beni sivrisinek
Ç-DİLİ
Aşık Molla’nın dili son derece sadedir. Bir iki mısra dışın terkiplere rastlanmaz
Abbı-zemzem sularında turunca
Levh-i kalem böyle yazmış yazıyı
Ayrıldım eşimden aah-u zarım var
Birkaç mısrasında ise bugün nadiren kullandığımız kelimelere yer verilmiştir
Hasreti firkate söylerim gayri
Felek ağu kattı tatlı aşıma
Melül, mahsun sürme çekmiş gözüme
Nirde benim feriştahım
Lebi şekerlenmiş dili güzelin
Aşığımız mahalli kelimelere de az olmakla beraber yer vermiştir
Çok yiğindir Aksaray’ın gıcısı
Bulamadım Mnendimi gülümü
Melerim üstüne yozulur durur
Allılar eltiler kamaz olur
Allılar yenile bir yar sevdim
Yemlik, çıtlık arasında har da var
Sapmaz gediğinden Koçaş’a dönün
Anneleri bülüleri doyurur
Meler, ağlar körpeleri akışır
Aşık Molla Mehmet Akça
Kayıt Tarihi : 5.2.2019 00:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!