Güliş gitti sılaya, gelmez oldu,
AŞIK MERİÇ üzgün, sararıp soldu,
On dört şubatta da, gariban oldu,
Sevgililer günün, bilir mi acep?
Özledim torunu, diyerek gitti,
Burak sende hoş, geldin aramıza,
Gelişin verdi, ailemize güç,
Hayırlı evlat, ol vatanımıza,
Seninle mutlu, olduk Torun No Üç.
Beklerken seni, Ankara’ ya koştuk.
Temiz havası, akan suyuyla,
Parkları, bahçeleri, yoluyla,
Yönetimi, sporu, toyuyla,
Başka güzeldir bizim sitemiz.
Sakinleri, konu komşusuyla,
İnsanlar konuşa, konuşa anlaşır,
Beri gel can sevdiğim, sizden konuşak.
Konuşarak güzellikleri paylaşır,
Hakikate yönelen, sözden konuşak.
Ne güzeldir, sözde sevgiyi aramak,
Okumayan cahil kalır,
Kendisini alim sanır,
Ne yaparsa hava alır,
Gelin millet okuyalım.
İlim, irfan okumaktır,
Emin Hoca, dümene geç dediler,
Kaderini elinle seç dediler,
Saçındaki ak değil, meç dediler,
Gel sevdiğim bu ellerden gidelim.
Acemi elinden nedir çektiğim,
Mazide sel olup, akanlarız biz,
Kötüyü düz edip, atanlarız biz,
Dosta dostça durup, bakanlarız biz,
Al bayrağa selam, çakanlarız biz.
“Şu fani dünyanın, baki padişahı değiliz biz,”
Ereğli’ye geldik, dünürler görmeye,
Meltem-Coş’un, düğün haberin vermeye,
Gönül alıp, sevgimizi bildirmeye,
İşte macera, bu yerlerden gidelim.
Mantar için Üzeyir, evde duramaz,
Gönlümü sevgiye, aşka bağlardım,
Yüreğimde seni, daim arardım,
Yaradan aşkıyla, ben de çağlardım,
Köz ile yanardım, ozan olsaydım.
Üzülse de kalbim, gönül kırmazdım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!