Aşık ile Maşuk: Şems mi Rumi'yi aradı; R ...

Ceren Aydın
78

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Aşık ile Maşuk: Şems mi Rumi'yi aradı; Rumi mi Şems'i?

Aşık ile Maşuk: Şems mi Rumi'yi aradı; Rumi mi Şems'i?

Neyi ararsanız kendinize onu çekersiniz demiştik daha önce hatırlarsanız…
Bu konu ile ilgili kişisel gelişim kitapları inanılmaz derecede yarışır hale geldi… İster Meleklerle yaşamak, ister Evren Yasası, ister Sır kitapları, ister Kuantum olsun… Her ne olursa olsun, gerçek şu ki: neyi ararsanız, kendinize onu çekiyorsunuz…

Mevcudiyetimizin başladığı andan itibaren, tek derdimiz sevmek ve sevilmek
Özümüzden gelen, kaynağından uzaklaşmış bir hissiyata adını sevgi diyip
Bencil duygulara köle olan ve köle arayan varlıklar olmuşuz
Farkında olmak gerekirse;
Sevgimiz ya da sevgi sandığımız, asıl olan, saf ve gerçek sevgiden uzak,
Uyuşturucu gibi bağımlı olduğumuz ilişki ile örmüşüz dört bir tarafımızı
Vazgeçemediğimiz egomuz…

Sevmeden-sevilmeden elbet geçmez bir ömür
Bu düpedüz varlığımızı inkar etmektir
Olsa olsa, "Vitrin aşkları" olur ancak
Hani içi beni, dışı sizi misali…

Aşka, sevgiye susayan biri
Elbet aşkı çağırır kendine
Neyin özlemindeysek
Onu çekeriz kendimize

Hal böyle olunca;
Aşk odu evvel düşer mâşûka, andan aşıka...
Asıl aşık olan aslında maşuktur.
Maşuk aşıka bir hasret duyar; ondan sonra aşık, maşuka aşık olur.
Maşuğa da aşığa da kıymet veren aşktır…

Yani;
Aşk ateşi önce sevilene,
Ondan sonra sevene düşer.
Önce sevilende bir ateş yanmalı ki
Pervane onun etrafında dönsün,
Pervane o ateşi görsün,
Sonra aşkının farkına varsın
Pervane aşkını ispat edebilmek için gördüğü anda ışığı, etrafında dönmeye başlar.
Bir cezbedir bu. Bu cezbenin gittikçe daralan bir çemberi vardır.
Işığın etrafında döner, döndükçe biraz daha yakından dönmek ister.
Işığı gördüğü anda aşkı ilmel yakin olarak tanıyan pervane, onu aynel yakin bilmek ister
Çember daraldıkça pervanenin aşkı artıyor, şevki artıyor, coşkusu artıyor. Coşkusu arttıkça da cesareti artıyor.

"Aşk cesaret işidir, neticede. Ve pervane cesaretle kanadını şöyle bir değdirir ateşe" dediği gibi İskender Pala'nın…
Aşk, kişinin özünde olana yönelişidir... Sönen ise aşk değildir zaten! .
Aşk, muhabbetin şiddetlisidir.
Aşkın daha şiddetlisinde bir şey kalmaz ortada! .
Aşk, zaten bir ateştir, olduğu yeri yakar yıkar, gerisi de kalmaz.
Aşk, ayrı bir şeydir…
Beğeni ayrıdır, sevgi ayrıdır.
Bir şey beğenirsin, beğendiğin şeye sahip olmak istersin!
Seversen, sevdiğinin istek ve arzularında yok olmak mecburiyetindesin!
Sevgi, aktığı kadarıyla kişide benliği yok eder.
Ne kadar çok seviyorsan, sevdiğin kadar karşındakine teslim olursun ve ondan razı olmak mecburiyetindesin.
Bu sevgi, aşk noktasına ulaştığı anda artık onun yanında senin istek ve arzuların sıfır noktasına düşer.

Biz sevdik, âşık olduk, sevildik, maşuk olduk dediği gibi Yunus Emre'nin..
Ne önemi var
Kim daha çok seviyor
Ya da
''Sen mi beni sevdin, ben mi seni sevdim? "

Rumi Der ki:
"Kimi âşık görürsen, onu maşuk bil. Zira o aşka nispetle hem âşıktır, hem de maşuktur. İman inanmak değil, inandığın şeye tam bir teslimiyet ile teslim olmaktır. Baştan sona akan, sonlu bir yolculuktur insan hayatı ve hoyratça tüketilen. Tek gayesi vardır hayatın: Aşkı arayıp bulmak. Yani Âşık olmak, Aşka talip olmak, Aşka sahip çıkıp Aşk-ı sadık olmak. İnsanoğlunun bilerek veya bilmeden verdiği bütün mücadele aslında Aşkı arayıştır. Fıtrat olarak sevmek ve sevgisini sunmak üzere programlanmıştır İnsan. Bu program sebebiyledir ki sevebileceği, sevgisini sunabileceği birini arar durur hayatı boyunca. Yaratılan her şeyde AŞK ı yani “O” nu arar durur insan. Bir çiçeğin kokusunda, kuşların ötüşlerinde ki o büyülü melodide, Yussufî bir güzellikte gördüğü hep odur. Ne aradığını bilmeden arar durur. Âşık olunacak tek şey yalnızca yaratan, halk eden, her şeye kadir olan, Kadiri mutlak olan, şanı yüce Allah’tır. Bu sebepten dolayı onun nurunun aksettiği insana âşık oluruz bilmeden. Her aşk bir adım daha yaklaştırır insanı Allaha. Gün gelir dünyevi aşklar tek olan uhrevi aşka dönüşüverir."

Soru şu:
“Şems mi Rumi'yi aradı; Rumi mi Şems'i? ”
Şems, Rumi'yi, Rumi de Şems’i aramıştır.
Şems, Rumi'ye aşık ve taliptir; Rumi'de Şems’e aşık ve taliptir. Çünkü aşık, aynı zamanda maşuk; maşuk aynı zamanda aşıktır

Ay gibi kendi varlığında beliren Şems’i, kendinde gördü ve dedi ki:
“Beden bakımından ondan ayrıyım ama, bedensiz ve cansız ikimizde bir nuruz.
Ey arayan kişi! İster onu gör, ister beni. Ben oyum o da ben.”
Çünkü sevdiğinde yok olan aşık, artık hem aşık hem de maşuk olmuştur...
Aşık ile maşuk BİR olmuştur...
AŞK olmuştur....

Ceren AYDIN
(31.08.2013 / Ada)

Ceren Aydın
Kayıt Tarihi : 27.9.2013 10:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ceren Aydın