(1)
seni çok az düşünmeye and içmeliyim;
düşünmek seni, ölümü mûnisleştirir,
güller açılmağa başlar ardarda.
ama versailles bahçelerinde değil,
hindibalı, ısırganlı yollarda...
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Şiirler burda , sözler burada...
Taş atıp ,ırlayanlar burada...
Ulvi Ziya denen baş belâsı ;
Oyunun sonuna dek burada...
Ölürse kına yak , de masaldı...
Ondan sönük bir hatıra kaldı...
Ölmeden kabr'e nasıl gireyim ?
Kefenim yok'ki, cevap vereyim
Tuğlu, beni paket etmiş habersiz
Çıkayım da ben burdayım diyeyim
:)
Diş çekip geliyorum hemen.
Osman Hocam ben buradayım :))
Ulviziya bey, kaleminiz çağlamış yine.''DÜZ YAZI'' ya da ''FASARYA'' diye değerlendirebeliceğinizi tahmin etmiştim.Aydınlatlatırsanız sevinirim.Öpüyorum ellerinizi.
Saygıyla.
Kışkırttılar...Başladık ...Gidiyoruz...
Kara Çocuğa:
''Henüz yazmamış olsa bile , herkesin bir şiiri vardır''...
Her bir şahsın aklı da ; düşündüğü , söylediği kadardır...
Sıfırdan , 05' e kadar yarım kalmış kara çocuğun ;
Hayalleri vahşet , söyledikleri dehşet , tümü zarardır...
İlki neyse , sonu da o ; şahsın kaabiliyeti dardır...
dersi bitmez bir debistan- ı hakayıkdır cihan
onda en kamil muallimler sebak-handır bütün
muallim naci
Osman Tuğlu'ya : Fetih Marşı hakkında...
USTADAN diye yazdıktan sonra buna uyak olarak ÖTEDEN ve altında ÇETEDEN diye yazmışsın...Bunlar birbiriyle KÂFİYELİ mi...???
Bâri şöyle yazsaydın...;
Delikanlım , icazet aldığın gün USTADAN ;
Davran , sana yardım gerekmez , ihtiyardan HASTADAN
Bil ki , sana da pay var , o börekten , PASTADAN...
Diye yazılmalıydı...Tabii ki bunlar yanlış şeyler...
kola değil çay içmektir seni düşünmek,
sen düşünmek erzurum, tebriz, tiflis;
yani aşık garip coğrafyası.
*
benim ölümüm mûnisleşirken,
seninki kanlı zalim oluyor gözümde.
çok az düşünmeliyim seni çok az.
seni çok az düşünmeye and içmeliyim
*
anne yunus ne dediyse hep çıktı
*
bundan sonra aşık garip olunur mu ki
sen onu söyle anne.
*
Şiirin içinden aldıklarım tırpanlama değil, beni tırpanlayarak içine alan dizelerdi…
Beğeniyle okuduğum şiirlerinizdendi, çok güzeldi, kutluyorum sizi ve seçici kurulu saygı ile..
Şiir ; platonik bir aşkı anlatıyor , vasat ...
''Osman Tuğlu'' derler , bir zat var , atik ;
Şiiri nazireliyor sempatik ...
Fazıl Ahmet ...benzeri , güzel ,lâkin ;
Sussak,kışkırtıyor ,çok dramatik ...
Şiire bakarak benzeri yazmak ;
Kolay , zor olanı ilkini yazmak ...
Aynı rûhu vermek , aynı usulle ;
Eşit haz almalı , rûh ile damak ...
''Fetih marşını'' alaya alırsan...
Gerçek yerine, zırvaya kalırsan...
Sözlerine , sencileyin inanır ;
Hep yaya kalırsın , olursun tırsan...
Efsane ile müzahir hakikat (görünen gerçeklik) arasındaki bilinçaltı med cezirleri...
robatvari konuşan elektronik sesli Hatemi kardeşler görünüyor şiir arkasında bir siluet olarak...Ve gelecekte diyor insan robotların da bir kalbi olacak mı diye düşünüyor ...sanki çizgi filmlerle sürülerek ekime hazırlanan ve tohumlanan zihinlerimizde postmodern bir yaşamın içinden sesler gibi geliyor şairin sesi...
Doğunun, Batıya yürek takması çabası bana nedense bir robotun zaafları da olan bir insana dönüştürlmesi çabası gibi gelir...realizmi bilen ve yaşayan hateminin aşık garibi göğsüne bir yürek olarak iliştirme isteğinin şiirsel operasyonu olarak gözüktü gözüme şiir...
Bu şiir ile ilgili 45 tane yorum bulunmakta