Âşık Behoştur
Sordular halimi yolunda yol edince kendimi,
O der ki yoktur suçum gölgemle etmiş kendini deli.
Şaşırdı imam kaşelerinin mihrabına dönünce diz çöktü,
Fetva eder boşunadır namaz mahşer yeri yüzüdür o yâr ateş.
*
Kim yüzüne şirinin gül yüzünü güzelliğini ekmiştir bilmem,
Bülbül bakınca uzakta Ferhat gibi olur lale u şet.
Attığı her oku kalbimin ortasından vurdu işim zor,
Sakın ölme dedi saçlarımı sana ördüm darağacın olsun be eş.
*
Dedi gözlerim hiç yakmamış gibi say külünü rüzgâra savur,
Terim ab-ı hayattır yaşatır, aşkım yangındır yakar seni ateş.
Yüzündeki ben bakınca yüzüme acıdığını yüreğimde hissettim,
Söz verdi bir daha kimseyi öldürmem, yakmasın seni de ateş,
Dileğim bu sözünü tutarsın ama ben öldükten sonra ölüye ne yapar ateş.
*
Vebali ağırdır Şiwan dudağını değdirme, o esrarlı dudaklarına sen,
Çünkü ne kadar tövbe etsen boştur, sokar günaha yakar ateş.
Viranemde aşk uzak cennetten dert âşığım mahşer gününe kadar,
Aşk böyledir kim tutuşsa adam olur, gündüz olursa karanlık bir gece gibi olur,
Bülbül baktı bana der gibi anla artık gözlerindeki deli bahardır etmiş bağ u sahra hoş.
Şiwan Ali yilmazdağ
Kayıt Tarihi : 4.12.2018 23:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!