Aşık Ali İçin Yazılanlar Şiiri - Ali Ataş

Ali Ataş
21

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Aşık Ali İçin Yazılanlar


ÇAĞLAYANCERİT’Lİ ÂŞIK ALİ ATAŞ
Çağlayancerit’te Âşıklık Geleneği ve Temsilcileri Çağlayancerit’te Âşıklık Geleneği ve Temsilcileri Kahramanmaraş, gelenek, örf, adet, töre; Türk millî kültür ve folklor ürünleri bakımından çok güçlü ve zengin bir ildir. Kahramanmaraş, âşıklık geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Âşıklık geleneğiyle bağlantısı olsun veya olmasın Kahramanmaraş’a şairlik üst başlığından bakıldığı zaman tam bir şairler diyarı diyebiliriz. Bu topraklarda Türk edebiyatında çok önemli yerlere sahip Necip Fazıl, Erdem Beyazıt, Abdürrahim Karakoç gibi tanınmış şahsiyetlerin yanında kendini tanıtma fırsatı bulamayan birçok şair yaşamıştır, yaşamaktadır. Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinde şu anda Âşık Ali Ataş
Tanınan bir şairdir.
ÂŞIK ALİ ATAŞ
Ali Ataş, 11 Temmuz 1946 tarihinde Çağlayancerit köyünde annesi ekin biçerken dünyaya getirmiştir. Annesinin adı Fatma, babasının adı Veli’dir. Ailenin beşi erkek üçü kız olmak üzere sekiz çocuğu vardır. Ali Ataş bu geniş ailenin üçüncü çocuğudur. Annesi Ali Ataş’ın askere geç gitmesi için nüfustaki doğum tarihini 08 Şubat 1948 olarak yazdırmıştır.
Âşık Ali Ataş Ailesi
Babası yöredeki Tabanlı aşiretinden Ataş Veli’dir. Annesi, Kızıllı aşiretinden olup Karabekir’in torunudur. Veli Bey 04.01.1998’de, Fatma Hanım da 25.01.1996’da hayatlarını kaybetmiştir. Geçimini çiftçilik ve marangozluk ve taş duvar yapı ustası olarak geçimini sağlayan aile, Ali Ataş’ın doğduğu yıllarda yokluk ve yoksulluk içindedir. O tarihlerde köyde elektrik ve suyun olmaması ve tek odalı bir evde on kişinin yaşamak zorunda olması çileli bir hayatın ilk işaretleridir. Bu yoksullukla birlikte, anne-babanın cahil kimseler olması sürekli kuşak çatışmalarına sahne olmuş Ali Ataş gibi okumaya, saz çalmaya, oyuncağa, elektroniğe meraklı bir çocuğun ciddi sıkıntılar yaşamasına sebep olmuştur.
Âşık Ali Ataş Eğitimi
Ali Ataş, ilkokulu köyünde bitirmiştir. Ancak sonraki tahsil hayatına devam edememiştir. İlkokul üçüncü sınıfta resim yapmaya; dördüncü sınıfta şiir yazmaya başlamıştır. Oyuncaklara meraklı olan Ali Ataş kendi oyuncaklarını tasarlayıp yaptığı için arkadaşları ona ‘usta’ lakabını takmıştır. Derslerinde oldukça başarılı olan Ataş’ın öğretmeni Ali Asker Bey onun okumasını istemiş. Ancak babası bunu kabul etmemiştir. Ali Ataş okuma fırsatı verilmemesine karşı duyduğu üzüntüyü aşağıdaki şiirde dile getirmiştir.

CAHİL KALMAZDIM
Yayan gittim uzaklara yakına
Yaşım ilerledi vardım farkına
Oturup gülüyorum şimdi aklıma
Gidip okusaydım böyle olmazdım

Ali Ataş ilkokuldan itibaren özellikle, kitaplara büyük ilgi duyar. Ancak ailesi ona kitap alamaz. Köylerine katırlarla kitap satanlar gelirmiş. Ali’nin okumaya meraklı olduğunu bilen bir yaşlı amca Ali’ye bana baba de sana istediğin kitapları alayım der. Ali tereddüt etmeden adama baba der adam Ali’ye 4 tane kitap alır sevinerek eve geldiğinde babası evdedir kitapları nerden aldığını sorar Ali filan amcaya baba dedim o aldı deyince babası kitapları alır yırtar ataşa atar yakar. Bu olay onun okuma aşkını daha da kamçılamıştır. Dayısına gider dayısından şiir kitapları hikâye kitapları alır dayısıyla birlikte eve gelirler yine Ali’nin elinde kitapları gören babası bu defa kime baba dedin der dayısı kitaplar benim okusun sonra alırım der. Kitapları dikkatle okuyarak kendini geliştirmiştir.
Âşık Ali Ataş’ın İlgi Alanları
Ali Ataş ilkokul yıllarında (1956) özellikle Ramazan aylarında Kayseri’den köylerine gelen bir vaizden çok etkilenmiş ve vaiz olmaya karar vermiştir. Ancak bir gün köy camisinde kuran okurken tökezler. Dışarı çıktığında Cemaatten bir yaşlı öyle kur-an mı okunur deyip Ali’ye bir tokat atar. Vaaz hocası olmak isteyen Ali’nin, böylece bu ilgisi de kaybolmuştur. Ali Ataş küçük yaşlardan itibaren oyuncaklara da çok meraklıdır. Ama o oyuncakları hazır bulmamıştır. Kendisi tasarlayıp yapmıştır. Ancak babası Veli Bey buna da karşıdır. Her defasında kendi yaptığı oyuncaklarla oynamasına engel olamaya çalışmıştır. Bununla kalmayıp ahşap bisikletini, uçurtmasını, su değirmenini, kırıp atmıştır. Bütün bunlar Ali Ataş üzerinde ciddi bir psikolojik baskıya dönüşmüştür. Yılmak nedir bilmeyen Ali Ataş kendisine yeni ilgi alanları oluşturmayı başarmıştır. Bir bisiklet dinamosuna taktığı teneke kanatlarla rüzgârdan elektrik üretmiş.
O dönemde gazyağı lambalarıyla aydınlanan ailesini elektrikle tanıştırmıştır. Köylerine elektrik gelinceye kadar geceleri bu sistemle evlerini aydınlanmışlardır. Ali’yi bir ara saz çalma merakı sarar kendisine tenekeden bir saz yapar saz çalmayı kısa zamanda öğrenir. Daha sonra kendisine bir saz alır düğünlerde toplantılarda çalar söyler. Ali’nin saz çaldığını gören duyan Ali’nin babasına saz çalmanın günah olduğunu ölünce cehennemde yanacağını söylerler Ali’nin cehennemde yanmasını istemeyen baba Ali’nin sazını kırar. Ali babasına küserek o gece evinden köyünden kaçar. 30 kilometre yayan yol yürüyerek asfalta varır. Bir yük kamyonuna binerek gece Maraş’a varır. Ali kimseyi tanımıyor birilerine sorar buralarda yatacak bir yer var mı der? Oteli gösterirler Ali’nin otelde yatacak parası da yok bu defa falan yerde bir han var oraya git derler Ali gider.
O gece handa yatar sabah kalktığında hancı para der Ali’de para yok hancıya derdini anlatır hancı Ali’ye birkaç kuruş verir ilk işi bir somun iki domates alır karnını doyurur. Ali işsiz hamallık yapar kazandığı parayla hancıdan aldığı ödünç parayı öder bir müddet sonra şiirlerini matbualarda çoğaltarak satmaya başlar.
Ali iyi bir atışmacıdır irticalen söylemeye başlar bir çok şairlerle âşıklarla atışmalar yapar. Sazı omuzunda birçok il ilçe köy dolaşır. Halk bu defa Ali’ye Âşık mahlasını takar. İki yıl aradan sonra Ali babasına olan kırgınlıklarını unutarak köyüne döner. Evlenir evlendikten hemen sonra askere gider
Âşık Ali Ataş’ın askerliği
Ali Ataş, askerlik eğitimine 1968’de Sivas Temel Tepe’de ihtisas bölümünü tokat’ta usta birliğini Erzurum Pasinlerde devam ettirmiş Askerlik görevine başladığı ilk dönemlerden itibaren babasından sazını istemiş askerlik döneminde de çalıp söylemiştir. Teskeresine 4 ay kala Kars’ın Sarıkamış ilçesine gönderilir. Ali 24 ay askerlik yapmıştır. Özellikle çetin kış şartlarında, duyduğu gurbet acısını aşağıdaki şiirlerinde dile getirmiştir. Ayrılık acısıyla sarsılmış duygularını şu şiirlerle ifade etmiştir:

GÖNDER ALBAYIM
Erzurum’un kışı vay çekilmiyor
Pasinler’in yeli hiç kesilmiyor
Eşim mektup yazmış durma gel diyor
Sen beni köyüme gönder albayım

Gurbet elde ateş düşer özüne
Karlı dağlar yol görünür gözüne
Bir dediği uymaz öbür sözüne
Dost ile arayı bozanlar oldu

NAZLI YAR
Azrail canımı almağa gelmiş
Yoksun diye ölemedim nazlı yar
Karlı kışlı dağlar kesti yolumu
Engel oldu gelemedim nazlı yar

Aşkın etrafıma çekti surları
Çok dolandım bayırları kırları
O kalbinde sakladığın sırları
Aklım yetip çözemedim nazlı yar.

SENSİN SEVDİĞİM
Sabah kalk borusu çaldığı zaman
İlk aklıma gelen sensin sevdiğim
Duruşun bir başka bakışın yaman
Ağlamasın gözün gülsün sevdiğim

BU SELAMI YETİŞTİR.
Her gün hatırlarım nazlı sunamı
Mektup bu selamı yâre yetiştir
Sivas’tayım özlüyorum sılamı
Mektup bu selamı yâre yetiştir
----------------------------------
Ali ataş bir ozan bir şair bir yazardır. 14 tane şiir kitabı bir tane (CERİTNAME) isimli genel kültüre dayalı bir kitap daha yazmıştır. Toplan 15 kitabı vardır. İki yıllık askerliğin ardından köyüne dönen Ali Ataş bir müddet el işçiliği ve Çukurova’da çapa vurur pamuk toplar. Daha sonra elektronik kitaplar dergiler okuyarak kısa zamanda radyo tamirciliğini öğrenir köyde elektrik yok gazocağında demir ısıtarak radyonun lehim işlerini yapar. 1970’ten 1984’e kadar geçimini de bu işten sağlamıştır. 1984’te köylerine elektrik geldikten sonra aynı şekilde elektronik kitaplar okuyarak TV tamirciliğini de öğrenerek mesleğini geliştirmiştir. Ali Ataş 1984’te Çağlayancerit’e elektrik gelince, köye gelen elektrik tesisat ustalarını izleyerek bu sistemi de öğrenmiştir.
Bu dönemde evine elektrik almak isteyenlerin tesisatlarını ek iş olarak döşemiştir. Elektrik ve elektroniğe özel bir yeteneği olan Ali Ataş yine dergilerde gördüğü elektronik şemalardan yararlanarak köyüne bir radyo vericisi kurmuştur. 30 kilometreye kadar yayının Kısa dalgadan köye müzik yayını yapmaya başlamıştır. Kendisi ozandır çalıp söylediği türküleri halka dinletmiştir. Günde bir saat yaptığı bu yayını 1992’den 2002’e kadar devam ettirmiştir. 2002’de bir şikâyet üzerine mahkeme kararıyla bu yayını durdurulmuştur. Ali Ataş seksenli yıllarda kendi dükkânı için geliştirdiği telesekreterli telefonu da on yıl sorunsuz kullanmıştır. Hiçbir elektrik-elektronik eğitimi almadan başardıklarıyla ilgili bilim dünyasının da tanıyıp tanıtması gereken bir kişidir. Âşık Ali bağ-kurdan emeklidir. 2 oğlu 3 kızı vardır. 17 torununun dedesidir Çağlayancerit ilçesinde ikamet etmekte şiir ve makaleler yazmaya devam etmektedir.
Gülben Ergen Yazdı

ÂŞIK ALİ’NİN DİLİNDEN Ç.CERİT
Cerit… Oğuz’un cesur, kahraman ve yürekli evladı, Cesaretin ve yiğitliğin bir değer olduğu zamanların insanı… Politikanın, hilebazlığın, zulmün ve zalimliğin bir kenara savurup attığı ceddim, atam… Ve Cerit’in harman olduğu Çağlayancerit, baba yurdum… Ta Orta Asya’dan bu yana içinden ölümsüz ozanlar çıkartan Cerit’in son dönem ozanlarından Âşık Ali Ataş. O, sazı ve de sözü ile Cerit’in ve de Çağlayancerit’linin acılarını, dertlerini dile getirir hep
----------------------------------
“Sahipsiz kalmıştır kimsesi yoktur,
Kırıktır kanadı kolu Cerit’in.
Arazisi dağlık nüfusu çoktur,
Adana’ya düşer yolu Cerit’in.”
---------------------------------
Adana Çağlayancerit’linin ekmek kapısıdır. Ozanımız yüksünmeden dile verir bu gerçeği:
-----------------------------------
“Yiğidi çok güreş tutar merdimiz,
Adana’dan geçiniriz hepimiz,
Büyüklere iletilmez derdimiz,
Arkasında yoktur dayı Cerit’in.”
-----------------------------------
Âşık Ali’nin sazı Çağlayancerit’in güzelliklerini de dile getirir elbet:
---------------------------------------
“Bir gün yolun düşüp gelirsen şayet,
Çağlayancerit’i gezmeden gitme,
Cevizin sorarsan bir başka lezzet,
Tarhana firiğin yemeden gitme.
------------------------------------
Hiçbir kuloğluna değmez nazarı,
Vardır iş yerimiz birkaç hızarı,
Cuma günü kuruluyor pazarı,
Bir kez alış veriş etmeden gitme.”
--------------------------------------
Sazı ve sözü ile Cerit’in sesi olan Âşık Ali bilgisayar ve internet ile tanıştıktan sonra daha farklı bir alanda Cerit’i tanıtmaya başlar. Kendi adına hazırladığı
Web sitesindedir artık.
Bir arzusu da şiirlerinin kitaplaşmış halini görmek
Cerit sevdalısı ozanımızın ilk şiir kitabının ismi de tabii ki “Çağlayancerit”.Bu güzel eserin takdim yazısını yazmak ise bana nasip oldu. Eser Ukde Kitaplığının 97. kitabı olarak neşredilmişti 2011 Ekim’inde. O takdim yazısında da belirttiğim gibi yıllar önce aile köklerimi araştırmak, Cerit Türkmenlerinin tarihini ve Çağlayancerit’in öyküsünü kaleme almak için yaptığım çalışmalar esnasında tanımıştım kendisini. Aslında çocukluk yıllarımdan da az kıt hatırlıyordum. O yıllarda masa başında radyo ve televizyon tamir ederken görmüşlüğüm vardı. Yüzlerce yıllık kültür değerlerini yaşatmaya çalışan Cerit’li şehre uzak olmanın da verdiği olumsuzluklarla zamanın çok, çok gerisinde kalmış kocaman bir köydü o yıllarda. Âşık Ali Ataş’ın şiirleri, siyasetin gereği ile birleşince kısa zamanda adı ilçe oldu. Adı ilçe de olsa dağların ardında kocaman bir Oğuz Türkmen köyü olarak duruyor orada. Eline ve yüreğine sağlık ozanım… Kucak dolusu sevgi ve saygılar sana…
Araştırmacı Yazar Serdar YAKAR
---------------------------------------------
Abdullah Çalışır Yazdı
Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinden Üstadım Âşık Ali Ataş bu güne kadar yazdığı tüm şiir kitaplarından birer set şahsıma hediye ederek beni çok mutlu etmiştir. Ayrıca en son çıkarttığı kitabında her ne kadar layık değil sekte şahsıma yazıp ve sürpriz ettiği şiirle de ayrıca mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Bana şiir yazmayı öğreten, şairliği aşılayan, Kıymetli Âşık Ali üstadımın şahsıma yazdığı övgü şiirine bir nazire yaparak cevap vermek istedim. Kendisi için aşağıda yazdığım şiir her ne kadar yetersiz olsa da cevapsız bırakmak olmazdı. Tekrar kendisine teşekkür ediyor, Rabbimden sağlık huzur ve hayırlı uzun ömürler niyaz ediyorum…

GİTMEYİ BİLMEZ
Çağlayancerit’te, güçlü bir ozan,
Hak yolu dışında gitmeyi bilmez,
Hak dava üstüne şiirler yazan,
Doğruya eğriyi katmayı bilmez.

Kitap yazdı Yetmiş Yedi yaşında,
Haram lokma olmaz tatlı aşında,
Kimsenin işinde karakaşında,
Tamah edip minnet etmeyi bilmez.

Bir ömür hep yazdı ne gördü ise,
Dost doğru söyledi kim sordu ise,
Üzüldü süzüldü kim yordu ise,
Gülen yüzde kaşın çatmayı bilmez.

Allah’tan başka hiç korku tanımaz,
Kimse onu riya ile anamaz,
Tek eğildiği şey beş vakit namaz,
Kibir, gurur caka atmayı bilmez.

Haykırdı yıllarca hak olanları,
Düzeni bozanı, düzenbazları,
Hem söyledi hem de çaldı sazları,
Dostu yarı yolda satmayı bilmez.

Selam olsun böyle gönül erine,
Şairlerin ozanların pirine,
Onca şiir yazdı yerli yerine,
Gönüllere doğdu batmayı bilmez.

Âşık Ali’m dert edindi düzeni,
Âlem denizinde tersten yüzeni,
Nerde görse bir gariban üzeni,
Aylarca öfkesi bitmeyi bilmez.

Abdullah’ım yirmi yıldır tanırım,
Ellisinden sonra idi sanırım,
O gün bu gün saygı ile anarım,
Duasız, Abdestsiz yatmayı bilmez.
07.09.2023
Salim ULU Yazdı
Günümüzün Âşık Ömerleri Anadolu'muz sinesinde nice cevherler saklar, nice cevherler yetiştirir. Âşık Ali Ataş Anadolu'nun sinesinde imkânsızlıklar içinde kendini geliştirmiş, yetiştirmiş. Bulunduğu çevrenin hem soyut hem de somut bütün fiziki ve kültürel mirasını derlemiş, betimlemiş tarihe zengin bir kaynak bırakmış. Hoş bir sada ile birikimlerini bugüne ve yarına hediye etmiştir.
Çok velud bir şair. Âşıklık geleneğinin yaşayan bir hazinesi kim bilir çocukluk çağlarında kendisine imkan verilse karşımıza Oktay Sinanoğlu Aziz Sancar Selçuk Bayraktar Mahmut Akşit gibi büyük Türk bilim insanlarından biri olarak çıkabilirdi. Sadece ilkokul mezunu olmasına rağmen dergileri inceleyerek öğrendiği radyo televizyon tamirciliği ile hayatını kazanmış, köyünde radyo verici istasyonu kurup yıllarca yayın yapmış, değerli temiz yürekli, güzel bir insan. Kendisinden Allah razı olsun. Yazmış olduğu bütün şiir kitaplarını imzalayarak bana göndermiş. Kendisine ayrıca teşekkürlerimi hürmetlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız Âşık Ali…

Tuğba YALINKAT Yazdı
Yaşayan insan hazinesi diyorum çünkü gerek ilçemizin sözlü kültürünü kayıt altına alması gerekse şiirleri ile Çağlancerit’e büyük katkıları olan değerli bir isim. Hatta o kadar değerli ki “bu değeri her ne kadar ilçesinin insanları olarak ona gösteremesek de- Gazi Üniversitesi bünyesinde (Salim ULU) tarafından Kahramanmaraş Çağlayancerit'te Âşık Ali âşıklık geleneğinin bir temsilcisi Ali Ataş’ın hayatı sanatı ve şiirleri adlı yüksek lisans tezi var. Kıymetinin yaşarken bilinmesi adına çalışmaların yapılması hususunda ve kendi sitesinin resmileşmesi adına çalışma yapılması önem arz etmektedir. Çağlayancerit ağzı açısından şiirleri değerlidir. Çağlayancerit ağzı hakkında yazılmış olan “Çağlayancerit Ağzı: Ünlüler (Kahramanmaraş
Ağızları-III)”( ) adlı makalede “Çağlayancerit, uzun yıllar bölgede hüküm süren Dulkadiroğlu Beyliği içinde yaşayan Bayat, Beğdili ve Avşar boylarından etkilenmekle birlikte Cerid aşiretinin yaşadığı bölge olarak bilinmektedir. Bölge ağzının oluşmasında bu boylar ve aşiretin tesiri olduğu açıktır.” bilgisi yer almaktadır. Bu nedenle şiirlerinde ağız özelliklerini muhafaza eden Sayın Âşık Ali Ataş’ın arşivinin korunma altına alınması ve kaybolmaması adına öncelikle yetkililerin çalışma yapmasının önemli olduğunu düşünmekteyim.
Yüksek lisansımı bitirmiş ve bilim uzmanı ünvanı almış biri olarak ilçeme hizmet adına gerekli bilimsel çalışmaları yapmak üzere elimden geleni yapacağım. Ancak ağız çalışmalarını kayıt altına alma hususunda yazılımları etkin kullanabilmelerinden dolayı ilçemizin bilgisayar mühendislerinin; fonetik değerlendirme-ses analizi hususunda da kulak burun boğaz uzmanları ve odyologlarının da katkısı olursa ilçemiz ağzını kaybolmadan gelecek nesillere aktarmış olabileceğimizi düşünüyorum.
Ayrıca ileride yapılacak olan dil atlası çalışmalarında da bilim insanlarına kaynak da bırakılmış olacaktır. Aşık Ali Ataş başta olmak üzere ilçemizin kültürü ve diline katkı sağlayan değerlerin korunması demek
Zamanın ve teknolojinin küresel köy haline getirdiği ve saflığını, doğallığını giderek kaybettirdiği özümüzü korumak demek Biz insanlar elindekiler yitip gidince
kıymet biliriz maalesef. Değerlerimizi yitirmeden sahip çıkalım. Saygılarımla…

İbrahim SAKAR Yazdı
Âşık Ali Ataş kimdir. Bir şair bir ozan bir yazardır çocukluğumda Âşık Ali ismini duyardım ama. Öyle bir sohbetimiz olmadı radyo tamircisi olduğu nu biliyordum o zaman benim küçük bir radyom vardı tamir için yanına uğramıştım radyo mu tamir eyledi hep uzak tan görürdüm bu kadar hoş sohbetli olduğunu bilmezdim.
Ben de çocukluk yıllarım da şiir yazmaya meraklıydım o zaman bir kaç şiir yazdım bir kaç şiir de asker de yazdım sonra şiir yazdığım defteri kaybettim şiir yazmaktan soğudum epey zaman ara verdim taaki 2016 kayseri de Askerlerimize bombalı saldırı olana kadar ondan sonra şiir yazmaya tekrar başladım.
Âşık Ali Ataş abimle bu vesileyle daha sık görüşür sohbet eder oldum bu sayede onu daha yakından daha iyi tanımaya başladım çok güzel şiirler yazıyor her konuda şiir yazabilen bir halk şairidir. Açık görüşlü tüm haksızlıkların karşısında duran doğruların yanında yer alan dürüst mert cana yakın hoş sohbetli bir halk ozanıdır çıkardığı tüm kitaplarından bana hediye eyledi ben de zevk ile okuyorum. Faydalandım yazdığım şiirler de bana yardımcı olan iki kişi den biridir.
Şiir konusunda ne zaman zora düşsem akıl danıştığım yardım aldığım tek insandır benim çocukluk yıllarım da kendi yaptığı radyo vericisi ile yayınından hep onun türkülerin dinledim şimdi görüyorum ki
İmkanı olsa onun yapamayacağı hiç bir şey yok evet ben onu biraz geç tanıdım keşke daha önce tanısaydım Âşık Ali’yi ben onu tanıdığım için çok şanslıyım o yufka yürekli mert güzel gönüllü memleketini seven halkını seven kendi alanında uzman bir insan Rabbim ona sağlıklı hayırlı uzun ömürler versin inşallah…

Bilal ÖKSÜZCE Yazdı
Âşık Ali Ataş kimdir? Evet O bir deryadır, bir hazinedir, bir cevherdir desem abartmış olmayacağıma inanıyorum Neden mi? Onun elinden tutan, onu himaye eden, ona destek olan birilerinin olmadığı bir
Zamanda yokluklar içinde büyümüş, kendi yolunu kendisi çizmiş, kendi hedefleri doğrultusunda tek başına hareket etmiş,
Başarılamazları başarmış, olmazları oldurmuş, İnsanları sevmiş, saymış onlara hep faydalı olmaya çalışmış, kendini insanlığa adamış, eserler hazırlamış, eserler vermiş, geçmişi kaydedip gelecek Nesillere ışık tutmuş, düşüncelerini şiirlerle etkileyici bir şekilde aktarmış, Yaşadıkça yazmış, yazdıkça yazmış, bilimle sanatla uğraşmış hep çalışmış, hep başarmış, insanlara karşı
Hep hoşgörülü olmuş kimseyi aşağılamamış, küçükle küçük büyükle büyük olmak suretiyle büyüklüğünü göstermiştir. Saygı görmüş sevgi görmüş, hürmet görmüş dostlarıyla dostluğunu ilmek ilmek örmüş kabahatleri affetmiş son derece hoşgörülü bir kimsedir, adından o kadar söz ettirmiş ki Çağlayancerit denildiğinde akıllara ilk gelen Âşık Ali Ataş ismi olmuştur. Evet Âşık Ali Ataş namı diğer Ataş Ali, Ateş gibi olup ismiyle müsemma bir zattır…

Hatice ŞİŞMAN Yazdı
Tanınmış bilinmiş bir aile ferdi olup hoşuna giderse hemen o an ilham gelir kalemine döker. O an şiir yazar her insan yapamaz uygun ve rencide etmeden o güzel kalemine döktüğü yazılarını okuruz doğal şivesini bile şiirinde değiştirmeden yazar bunu yaptığı için takdir ediyorum teşekkürler yıllardır yaptığı işini sormakta böyle bir karaktere yakışır halkını seven bir abimizdir Aşık Ali saygılar...

Mustafa GÜLER Yazdı (komser)
Âşık Ali ATAŞ...80' ler öncesi. Ardıç ve Kamalak kokuları Engizek ve Keklicek dağlarının üstünden eserek vadiye doğru iner,
Ceviz kokularıyla harman olur, ciğerlerimize can olurdu. Siyah beyaz fotoğraflarıyla anılarımızı paylaştık onunla. Kendi yaptığı radyo vericisinden türkülerini dinledik.
Çağlayancerit'i hem resmetti, hem de söyledi ve şiirleriyle anlattı bizlere. İçimizden biri Ali Abi Cerit sevdalısı Tarafsızca bizlere taraf oldu. Yollarımızda yolcu, Akşamlarımız da ışık oldu. Sen bizi anladın, anlattın.
Sözümüz Söz! Bizlerde seni anladık! Anlatacağız, Ozanım!. Ardıç kadar sağlam, ceviz kokan büyük insan! Sevgilerimizle daima saygıyla
Yaşayacaksın! Âşık Ali...

Salman KEKİL Yazdı (besi)
Anadolu topraklarının bağrında her zorluğa sabırla katlanmış hayallerinin peşinden yılmadan koşmuş imkânı yokken imkânsızlıkları başarmış halk ozanı Âşık Ali halk şairi oluşundan olsa gerek toplumu iyiliğe barışa ve başarıya yönlendirmeye çalışan bu yönde topluma yön veren yanlışa yanlış doğruya doğru diye bilen gelmiş geçmiş en nadir kişilerden biridir. Ali abiyi anlatmaya yaşım müsait olmasa da büyüklerimizden duyduklarımdan yola çıkarak kendisinin sosyal medyada yazdıklarına göre
Eli kalem tutan biri olmasam da dilimin döndüğünce Ali abiyi anlatmaya çalışacağım Ali abi bir kalem bir defterle on yaşında ilkokula başlar. Ali abimiz okulda kafası çalışan bir öğrenciymiş kırılan sıralar sandalyeleri tamir edermiş kırılan camları takarmış. Anlattığına göre ilkokul dördüncü sınıfta şiir yazmaya başlamış.
O tarihlerde köye kitap satanlar gelirmiş Ali'nin kitap okuma merağını bilen bir yaşlı Ali bana baba de istediğin kitapları alayım der. Ali tereddüt etmeden adama baba der. Yaşlı adam Ali'ye dört tane kitap alır sevinerek eve gelir babası evde kur-anı Kerim okuyor Ali'ye nerden aldın o kitapları der Ali filan amcaya baba dedim o aldı deyince baba çıldırır kitapları ateşe atar yakar. Ali ağlayarak Hacı dayısına gider dayısında birkaç kitap alır dayısıyla eve gelir. Ali'nin elinde kitapları gören babası bu defa kime baba dedin der. Dayısı enişte kimseye baba demedi kitapları ben verdim okusun sonra alırım der. Zaman gelir okul biter.
Ali'yi bu defada fotoğrafçılık merağı sarar. Bir fotoğraf makinası alır 1960 karda köyün dört tarafını fotoğraflar köyün ileri gelen yaşlıları bir araya getirir onları resimler Ali abimiz bir fotoğraf arşivcisidir o tarihi resimleri rahmetli olmuş o yaşlı dedelerin resimlerini kendi sayfalarında izliyoruz.
Ali abiyi bu defada Saz çalma merağı sarar teneke kutusundan bir saz yapar Saz çalmayı kısa zamanda öğrenir. Gider yeni bir saz alır düğünlerde festivallerde çalar söyler çok güzel doğaçlamalar yapar. Halk bu defa Âşık Ali demeye başlar. Babası biraz sofuymuş Âşık Ali'nin saz çalmasını istemeyerek sazı duvara vurup kırmış babasına küserek evinden ve köyünden kaçmış. Bir kaç yıl gurbetlerde bir gün aç bir gün tok hanlarda yatarak gününü gün etmiştir. Birçok il ilçe köy gezmiş. Tekrar köyüne döndüğünde
Âşık Ali işsizdir Çukurova'larda çapa vurur pamuk toplar el işçiliği yapar. Velhasıl yapmadığı iş kalmamış Âşık Ali köyünde her icadın öncüsüdür.
Elektrik ve su tesisatçılığı yaptığını düğünlerde kamera çektiğini çok iyi biliyorum. Köye jeneratör ve televizyonu getiren ilk insandır. Televizyon anteniyle yüksek tepelerde yayın aradığını çok iyi biliyorum.
Daha köyde elektrik yokken dergiler okuyarak radyo tamirciliğini öğrenir. Yeni radyolar imal eder dahası köyüne bir radyo vericisi yapıp radyo yayını yaptığını radyosunda çalıp söylemelerini halka dinleten adamdır Âşık Ali. Çok iyi bir ustadır her yaptığı işte halktan takdir almış birisidir.
Radyo televizyon tamirciliğini kendi kendine öğrenen Âşık Ali Elektrik geldiğinde radyo televizyon tamirciliği yaparak geçimini sağlamıştır. Gençliğinde her toplumda bulunan düğünlerde bayramlarda festivallerde fotoğraf ve kamera çekimi yaparak halkla iç içe olan Âşık Ali şimdilerde odasına çekilmiş şiirler ve makaleler yazmaya devam ediyor. Toplumlara girmiyor sokaklarda gezmiyor içine kapanmış çok duygusallaşmış olumsuz bir haber dinlese dokunsanız ağlar hale gelmiştir.
Âşık Ali. Çok güçlü kalemi keskin bir şairimizdir. Âşık Ali’yi aylarca anlatsak bitmez onun yaşadıklarını tamı tamına yazsak sayfalar yetmez. Son yıllarda 13 tane şiir kitabı yazmış 11 tanesi basılmış iki tanesinin de basıma hazır olduğunu söyler ayrıca 1 tane Çağlayancerit ile ilgili (Ceritname) ismiyle bir kitap daha yazmış 2004 yılında emekli olmuş ilçesinde ikamet etmektedir. Şiir ve makaleler yazmaya devam ediyor. Yüce Rabbimden kendisine uzun ömürler sağlıklı günler diliyorum...

Ömer TÜKEL Yazdı
Ali çocuk iken babam rahmetlinin talebesi imiş suçlarımı hocama haber veriyor diyerek Elham cüzünün köşelerinde ki kuş resimlerini kesip yiyendir Âşık Ali. Rahmetli babamı kuşsuz bırakan zeki ve çalışkan şimdilerde büyük bir şair büyük bir ozandır. Âşık Ali yaşın ömrün uzun ve bahtiyar olasın can abimiz…

İsmail ŞAHAN Yazdı
Âşık Ali özet olarak mütevazı ve saygın kişiliği ile Çağlayancerit in tarihidir aslın da, çocukla çocuk büyük ile büyük bir o kadar da resmi bir değerdir. Çağlayancerit’in şivesini olduğu gibi konuşan şiirleri ile kaleme alan girdiği ortamlara tam anlamıyla ayak uyduran ve özellikle sosyal medya da bile yorum yaparken kelimelerini altın harfler ile süsleyerek kimseyi üzmeyen büyük bir hazinedir.
Âşık Ali (saygılar koca çınar)…

Börklü VEYSEL Yazdı
Çağlayancerit'i tanıtan eskiden beri Çağlayancerit'e gelmiş geçmiş öğretmen sağlıkçı herkesin tanıdığı ilk adres ilk insanlardan biridir misafir sahibi Âşık Ali. Olabildiğince iyi yürekli herkesi me hitap eden Çağlayancerit'te yetişmiş değerli insanlardan birisidir Ali abimiz Allah sağlıklı uzun ömürler versin...

Abidin DEMİR Yazdı (imam)
Âşık Ali Çağlayancerit in derdiyle dertlenen bildiği doğruyu gördüğü yanlışı cesurca şiirleriyle yazılarıyla dile getiren
Çağlayancerit in konuşan dili ve vatandaşın tercümanı olarak bildiğimiz saygıdeğer bir abimiz Allah hayırlı uzun ömürler versin ona...

Bilal YEŞİLYURT Yazdı
Âşık Ali Ataş abim gerçek bir söz yazarıdır. Yiğidi öldür hakkını inkâr etme demiş atalarımız. Şahsen tanımıyorum amma yazdığı şiirlerle bizlere önderlik yapan şiirlerinden ilham aldığımız örnek bir kişiliğe sahip şair ve yazardır. Aşık Ali saygılarımla…
---===SON===---

Ali Ataş
Kayıt Tarihi : 22.4.2024 13:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Ataş