Martılar dahi bozamıyor sessizliğimi
Beynimin tam ortasında çağlayan nehirler
Nehir, Fatih 'in şehriyle bir olup eziyor benliğimi
Bir tek, bir tek sen dostsun bana, beni korutan ve bana aşık…
Vapur son yolcusunu ararcasına beklemede
İstanbul ise son kurbanını gözlemede
Fakat kararlıyım ensiz gitmemeye bu diyardan
Ve sensiz içmemeye soğumuş bu son fincan kahvemi…
Çırpınır oltanın ucundaki balık, ölüm döşeğindeki sen gibi
Diğerleri habersizdir son oltaya takılandan, avâre olan ben gibi
İki aşık geçmekte karşı yoldan, sonsuzluğu severcesine
Ve bir dilenci uzatır elini, aşığını kaybetmiş sefil gibi…
Sigaramın dumanı dahi bıkmış, benden uzaklara kaçmakta
Hatırlar mısın sen gibi sevmekte beni, uzaktan seyretmeyi
Ve bir kayık çıkmış sahipsiz boğazda gezintiye, sensiz ben gibi
Yaşıyor mutsuzluğun en mutlu yalnızlığını, benim yaşadığım gibi…
Bir ressam çekmekte fırçanın kulağını, koparırcasına
Ve sürtmekte boğazın en can alıcı koyuna, sahibiymişçesine
Fazla sürmez birazdan alır güzelliğini o koyun
Senin benden aldığın gibi, koparmakta İstanbul' un aşkını…
Sevgi dedikleri bu olmalı
Sevileni sevmemek ve aramak sevgiliyi sonsuza dek
Azrail derler ya hani, can alan cellat diye
İnanma güzelim, aslında aşığım o güzele, en güzeli sevmekte…
Kayıt Tarihi : 1.4.2003 03:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ne demeli ki....
TÜM YORUMLAR (1)