Aşık Molla Mehmet Akça Ulukışla köyünde bulunan arkadaşına gidip gele, gidip gele orada gördüğü arkadaşının bacısına aşık olmuş. derdini babasına açmış evlenmek istiyorum Feride’yi bana al demiş baba da onun isteğini yerine getirerek evlendirmiş.
Feride eve gelin geldiğinde eve bir bakar ki kermelerin üstünde yatak yorgan serili fakirlik diz boyu Burada yaşayamam ben diyerek kendi kendine karar vermiştir.
Kendi köyü gittiğinde ise ben onların evine gitmem orası kalabalık ve çok fakir diyerek gelmek istememiş , Aşık Bunu öğrenince Kırgıl köyünde ne kadar arkadaşı varsa Feride’yi almak için Ulu kışlaya giderler. Feride'nin kardeşleri ise kızı çardak kasabasına kaçırmışlardır
Böylelikle aşığın başı boş kalmış sonra Hacer diye birini almış kulakları biraz ağır duyarmış Feride'nin aşkına yangın olduğu için Hacer'e de karım dememiş daha çok Ankara'da gününü geçirmiş oralarda birçok sanatçıyla tanışmış şiir yazmış Trt Radyosunda türküler söylemiş Hacer de bu beni istemiyor diye gururuna yedirememiş evden ayrılmış , o da gittikten sonra Meliha diye birini almış Ondan bir çocuğu olmuş fakat ölmüş Aşık yine evde durmazmış destan yazar satarmış tabii böyle olunca O da aşığa yan çizmiş evi terk etmiş.
Aşık iyi adamdı Allah rahmet eylesin Kader de olan bizmişiz ben Aksaray’da Eniştemin evinde duruyordum annem babam ölmüştü 22 yaşındayken beni istemeye geldiler Aşık 30-35 yaşlarında idi Ben çocuksuz olduğu için kabul ettim evlendim her şey güzel di ancak ben Aşığı hiç görmemiştim ilk gördüğümde bir şey hissetmedim Eniştemin yanında utandığım için bir şey demedim çirkin çirkin bir şeymiş dedim , ahlakı güzel olsun bacım dediler beni verdiler foter şapka ile gelmişti. Ben eski boşandığı eşlerinin hepsini biliyordum bana anlatmışlardı ancak çocuğu olmadığı için kabul ettim bir de çocuklu olsaydı yanımda sevse zoruma giderdi onun için çocuğu olmaması iyi oldu evine gelince zamanla birbirimize alıştık ömrü boyunca beni rahat ettirdi bana bile şiirler yazardı cennet mekanı olsun tek bir kötü söz duymadım nede konuya komşuya konuşurdu
bazen sabahlara kadar destan yazardı yat sabah oluyor Ne oluyor böyle derdim napacan yat sen derdi öyle günümüz geçerdi. Hayatımız çok güzel geçti yeri geldi dalında beni doktora götürdü hiç kavga etmedik bazen niye gidiyorsun gelmiyorsun ben korkuyorum deyince yer gök garibi değilsin ya Bi komşuya gidiver derdi kıskanmak nedir bilmezdi il dışına giderdi bazen en fazla 3 gün gelmezdi Ankara’ya gittiğinde bulüz felan hediye getirirdi
ben Feride’yi çok sevdiğini biliyorum ama ben onu horantam olarak severdim hatta bir gün sordum aşık doğru söyle 3 karından boşandın hangisini daha çok sevdin bende dahil Bi söyle deyince durdu durdu seni seviyorum dedi bende yalansın yalan sen Feride’yi en çok sevdin dedim gülüştük aile içi sohbetlerimizde evlendiği diğer eşlerinden hiç bahsetmezdi şu iyi şu kötü demezdi bazen zorla olsada biz sorunca anlatırdı.
Feride'nin yazıp da bıraktığı şu dörtlük çok derin iz bırakmıştır.
HAYALDE GÖR DÜŞTE GÖR
GİDİYORUM İŞTE GÖR
KIYMATIMI BİLEMEDİN
BİR KÖTÜYE DÜŞTE GÖR
Ferideden tek kalandörtlüğü söyleyip iç çekmişti.
Feride'nin bıraktığı dörtlüğü de katarak dam başında sarı çiçek adlı şiirini yazdığını anlatmıştı
Birde bana dedi ki ‘’ baka le dedi ben feride’ ye yandım amma bana bardağından aşk şerbeti içirdiler’’ demişti. Aşk şarabıyla sarhoş olmuştum derdi
Bizim gibi eski adamlar çevreden utanırdık kaderimize razı oldum 3 kız dört oğlan dünyaya getirdik oğlanlar yaşamadı biri 5 gün diğeri 20 günlük 2 ay en sonuncu 4 aylıkken öldü çocukların ismini Mustafa kemal , Mehmet akif , ilhan ve Hacı Mehmet koymuştu .
Aile hayatımız hep anılarla dolu ancak bazen bende merak ettiğim için sorardım Aşık dedim ‘’Osman Abi evde mi evdemi ‘’ şarkısını niye yazdın dedim geçmişte köy yerlerinde ocakta yemek yapardık aynı yerde yerdik daracık evlerdi , köyde Osman amcasının oğlu varmış yeni ev yaptırmış geniş ferah kadifeli minderi varmış, halılar döşeliymiş evine gittiğimde bir imrenirdim ki derdi. işte ben ona yazdım demişti.
Onunla Yaşadığım bir çok güzel hatıralarım vardı ama şöyle iyi bir evde oturamadık . Aşığa dedim ki aşık ha iyi ev tutta orda oturalım dedim valla para gelip gidiyor nereye gittiğini anlamadım derdi Azmi Milli den emekliydi. Bazen destan götürüp aylak dağıtırdı Ankara’ya giderken şeker torbasıyla şiir kitabı götürdü döndüğün de sordum aşık hani para dediğimde ‘’Tum Tum helvası DEĞİL ya hemen gelsin para ‘’ derdi Maddiyata hiç önem vermezdi oradaki sanatçılara şiirlerini dağıtıp gelirdi civar illerde aşklarla atışırlardı. Hatta bir gün hiç unutmam kadir mutlu un evinde benimle de atışmıştı
Aşık bana;
Başına takarım bir torba saman
O samanı yediğin zaman,
Anırır durursun O zaman
ben de ona,
Ak üzümünü pekmez diye ezerken
Hanım diye Mahalle mahalle gezerken
15 yaşında Güllüye düştün moruk aşık
dedim çok hoşlarına gitmişti Allah’ını seversen bi daha söyle dediler bende ‘’ ben aşık değilim ki bi daha söyleyim’’ demiştim
Allah Rahmet eylesin nur içinde yatsın bir gün beni anlayacaklar, eserlerimin kıymetini anlayacaklar derdi.
Hayatı boyunca onu hep insan seven, vatan seven, doğaya aşık Mevla’sını arayan kişi olarak gördüm nur içinde yatsın dilerim.
Kayıt Tarihi : 21.5.2019 02:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
a
![Aşık Molla Mehmet Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/05/21/asigi-esi-gullu-akca-anlatiyor.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!