Tebriz yollarında kaybolan bir kervanın bedelini ödüyorum yok yere. Hangi semazen açmamışki ellerini gökyüzüne? Senin arzuların vardı, benim ilk erim. Senin nurun vardı, benimse karanlık gecelerim...
Kayda geçsin ifadem!
Bekleyendim, beklediğimdin.
Kutsadığım mıydı gerçekten, ya da şekil değiştirmiş bir hayal miydi “Aşk”, bilmiyorum. Fırından yeni çıkan bir simidin kokusuyla bayılan, günlerce aç kalmış, köprü altı çocukları gibiydim.
Açtım, açlığımdın.
Zembereği bozulmuş saat gibiyim. Hani, sadistçe bir özlemle bekliyorum, akrebin yelkovanı yakalayıp, öldürücü darbeyi vurmasını. Kim bilir, belki de o zaman sona erer bütün ayrılıklar...
Serseriydim, serserindim...
Bin metre engelli yarışlarında tökezleyip düşen bir atletin hazin sonuna benzedi gelişlerim...
Engellimdin, engellediğindim!
Al işte... Çok söyledin arsız ettin, sensiz koydun yüzsüz ettin. Çigan ezgilerinde raks eden çingenelere döndürdün beni...
Şemsimdin, Kamerimdin, bilemedin...
Eylül GÖKDEMİR/ 20 Temmuz 2011
Eylül GökdemirKayıt Tarihi : 21.7.2011 15:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Al işte... Çok söyledin arsız ettin, sensiz koydun yüzsüz ettin. Çigan ezgilerinde raks eden çingenelere döndürdün beni...
Şemsimdin, Kamerimdin, bilemedin...
..
kutlarım sayın GÖKDEMİR
TÜM YORUMLAR (1)