Gerçeğin gölgesine bağdaş kurmuş,
ilkel bir ırmak gibi akıp-giden,
çocukluğumu izliyorum şimdi,
kıyamet gününden arta kalan,
bir avuç umutla...
Ama,
sen yok mu,sen! ,
Benim en masum çocukluğuma kadar,
sızdın! ! !
İlkel dünya nın,
bebe mayasına,embriyosuna,
mamasına kadar...
Ben
Evrenin öğretisinden yoksun,
çocukluğumu seyre dalarken,
seninle,
düşler dünyasına,
insanlığın başlangıcı,
ilk çağlarında buluştuk;
bütün barikatlara inat...
Zaman kavramını o an,
seninle öğrendim,
tarihin başlangıcında…
Ve
seninle öğrendim,
söyut ağacı dallarından,
Sepet örmeyi,
yürümeyi,
gülmeyi ve düş dünyamın,
sınırlarını aşmayı...
Kelime hazinemin fukaralığı işte.! !
Asi dişlerim,
yırtıcı bir öfkenin eşiğinde,şimdi…
Emin Ali
12 mart 2011
Kayıt Tarihi : 13.10.2016 18:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!