Asena'nın Nefesi: Bir Milletin Ezeli ve ...

Özer Baba
57

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

I. Bozkırların Kalbinde Yanan İlk Ateş
Varlığın henüz bir fısıltı olduğu, fezanın engin boşluğunda, hilkatin ilk adımları atılırken... Ulu bozkırların engîn sükûneti, kadim sırlar saklardı koynunda. Nehirlerin yatağında, dağların doruklarında, bir ruh uyanıyordu. Bu ruh, Asena'ydı. O, sadece toprağın ve göğün nefesi değil, aynı zamanda bir milletin ecdadının en saf ve en kadim yansımasıydı. Her bir rüzgâr esintisi, târihin derinliklerinden, unutulmuş zamanlardan esrarlı fısıltılar taşırdı.
Gecenin en karanlık anında, gök kubbede parlayan bir yıldızın düştüğü yerde, ilk tohum atıldı. Bir otağ-ı hümâyûn kuruldu, demirden ve taştan değil, îmandan ve azimden örülü. Bu otağ, sadece bir barınak değil, bir beyliğin, bir devletin ve en önemlisi, bir milletin kutlu doğuşunun beşiğiydi. Nice menkıbe-i dilberân yazıldı o devirde, her biri kutlu nesillerin gönlüne kazındı. Asmanda yankılanan Tanrı'nın asil nefesiyle, zeminde Bozkurtun çelikten iradesi hayat buldu. Bu, sadece bir hayvanın değil, bir savaşçının ruhuydu; kudretin ve bekanın sembolü.
Demir dağlar eritildi, nice zorluklar aşıldı. Her bir çekiç sesi, bir düşmanı titretiyordu. Yürekler Turan düşüyle yanar, gözler ufukta yeni vatanlar arardı. Âlemin dört bir yanına tuğlar-ı zümrüt dikilir, al bayraklar rüzgârla dans ederdi. Her bir bozkurt ulusu, cihân-ı âleme birer yıldız gibi serpilirdi; Orta Asya'dan Tuna boylarına, Hazar'dan Akdeniz'e uzanan bir medeniyetin nişanesiydi bu. Kanla, terle ve gözyaşıyla yazılan bir hamâset destanıydı.
________________________________________
II. Bir Çınarın Gölgesinde: Osmanlı'nın Yükselişi ve Haşmeti
Asena, asırlar ötesinden bakar, yeni bir şafak-ı envârın söktüğünü görürdü. Çağlar değişirdi, lakin Türk'ün özündeki cevher asla solmazdı. Anadolu'ya akın akın gelen akıncıların nal sesleri, yeni bir devrin, yeni bir destanın müjdecisiydi. Atlar şaha kalkar, gazi ruhlar Allah'a sığınırdı.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta