Akın Akça - Aşçı kız (öykü) Şiiri - Anto ...

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

1.Park
Mutfakta tabak çanaklarla oynuyordu gene o gece. Rüzgarın uğultusu tüm gücüyle camlara vuruyor; çıkan bu sesler, sanki oracıkta duran şehrin büyük caddesinin gürültüsünü bile bastırıyordu. İçerideki kalabalık ahaliden, masalardan devamlı bağırtılar geliyor; ulaşan bu aceleci yakarmalar kasadaki patronu tedirgin ediyor, haliyle aşçı kız daha da çabalar bir pozisyona sevkolmaya azmediyordu. Bu işlek caddenin üzerine kurulan lokanta; mutfağı, arka tarafta, araba parkına açılan mevkide saklıyordu. Paydosa yakın gece saatlerinde bazen çöpleri de çıkarıp döküyordu aşçı kız. 32 yaşındaydı ve yalnız başına bir evde yaşıyordu. Hayattan ne bekliyor, pek bilmiyordu ama bazen ay sonlarında, bazense ay başlarında, eline geçen parasıyla geçinip gidiyor, hafta sonlarıysa eski birkaç arkadaşıyla buluşuyordu.

Dışarıdan mırıltı gibi ama daha güçlüce sesler gelince bunun ne olabileceği üstüne düşündü. Saat akşam 7’ye yaklaşıyordu, bir kış ayazında. Azcık şurdan sıyrılsa, işini o ara yapacak elemanlar vardı, patronla da arası fena sayılmazdı. Seğirterek arka park tarafa geçti. Bir gölge gördü uzaktan, biraz daha yaklaşarak küçük bir çocuğun yerde sürüklenir gibi hareketler yaptığına şahit oldu. Şaşırarak, çocuğun üzerine eğildi ve sordu:
-Ne yapıyorsun sen burada, küçük?
çocuk cevapladı ama parktaki iki sokak lambasından aşağıya inen, yavaşça ortamı süzülerek dolduran ışın okları çocuğun nasiplenişine işaret etti; pancar gibiydi yüzü:
-Ne o, hasta mısın? diye sordu gene.

Tamamını Oku