VI ) - Arzumuz sorulacak elbet halimiz üzre -
Ne diye geldiğimiz sorulursa dünyaya
Hayat denen yalana kanmaya gelmiş deyin.
“Hayır” deyip gördüğü en korkulu rüyaya
Herkesi kendi gibi sanmaya gelmiş deyin.
Karanlığı kaldırıp gecenin siyahından
El alıp bir gerçeğin Enel Hak günahından
Nesimi’yle yürüyüp Hallacı dergâhından
Diri diri yüzülüp yanmaya gelmiş deyin.
Sırtına yükleyerek hem ezel hem ahiri
Yoluna yoldaş bilip hem Zühre hem Tahir’i
Pir Sultan’ı, Deniz’i; Hüseyin’i, Mahir’i
Taylan’ı, Cevahir’i anmaya gelmiş deyin.
“Külünden doğmuş” deyin bir Anka niyazıyla
Göğü boyamış deyin günün en beyazıyla
Üstüne, kardelenler Zemheri ayazıyla
Boy verirken seyredip donmaya gelmiş deyin.
Ezberi bozulmuşken kimliksiz lehçelerin
Tek vuslatı umutken çiçeksiz bahçelerin
Hücre hücre sürülmüş kanatsız serçelerin
Boş bıraktığı dala konmaya gelmiş deyin.
Gölgesini süpürüp “hiç” dedikleri için
Boy vermiş tomurcuğa “piç” dedikleri için
Ağuyu zemzem sayıp “iç” dedikleri için
Günahının nuruyla yunmaya gelmiş deyin.
“Derdi büyükmüş” deyin, salmasın üç beş akçe
Deyin ki: “Karnı tokmuş, sözü boyundan dikçe”
Ve diliniz dönerse; elinde bir dilekçe
Arzuhalini beye sunmaya gelmiş deyin.
Kayıt Tarihi : 14.2.2022 18:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!