...
Saklayamıyor hayasızlığı perdeler,
Ürkek kalmış ak, beyaz güvercinler,
Tutuşmuş, sahte pir/e/lerin etekleri,
Küf tutmuş, arsız yüzündeki elekleri,
Uyusun! Cehalete göz kapayan kültleri!
Zakkum olsun, cehennem de yemekleri.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir Hayli Düşündürücü. Üstat.
Neyle besleniyorsunuz siz? Kafa iyi mi hemşerim? Sizin şiirle ilintinizi merak ettim doğrusu. Ee, daha sonra? Salih amel ney peki? Şiirseverler bir de şiire doymazmış breh breh.. Ne anlatıyosun sen arkadaş.. Şiire doymamak ne, şiir kim, sen kimsin? Adap ile şerefsizlik arasında fark vardır..
Duyarlı yüreğinizi kutluyorum. Tebrikler. Saygılarımla.
Adalet tecelli etmeli.
Çocuklar için cehaletle birileri savaşmalı...
Tebrikler
Gönle ruhu, ruha sevgiyi, sevgiye kalbi, kalbede tebessümü koyanı bilmezsen huzuru bulamazsın putların arasında.
Onurlu insanlara mutluluk yok!.
Gel de yuh çekme şu rezil düzene.
Kalbin, sırrının mezarı olursa, muradın çabucak husule gelir.
Miraçta hakdan dilenenin dünyada sureti olmaz.
Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin.
Yüreğinize sağlık enderin sevgi ve muhabbetlerimle hoşça bakınız zatınıza efendim
"Cesur yürekler..."
Aranıyor!
Önce "vicdanlar",
Sonra da insanlık ve inanç...
Mutlaka bir gün,
O sabiler soracak, hesabı!
Yazmak zor bu konuya..
İçim kaldırmıyor Tuba Hanım...
Tebrikler duyarlılığınıza...
İnsan olmayan yaratıklar vicdansız sersefil ve sapkın beyinlerin vücut bulduğu
cehennem bile almaz bunları ateşine
Yüreği güzelim tebrik ve sevgimle
İnsanlığın ruhu kör, vicdanı sağır
Ölmüş merhamet içimizde ağır ağır
Ne olursa olsun adalet bağır
El uzatan pisliğin defterini dürmeli
Ahire bırakmadan, burada hesap görmeli
Bir sabiye el sürüp, çiçeği solduranlar
Adale tecellide mahpusu dolduranlar
Musallada vicdana namazı kıldıranlar
El uzatan pisliğin defterini dürmeli
Ahire bırakmadan, burada hesap görmeli
Yapışır yakana, yitip giden her bir can
Ruj değil dudağından, akıttığın kandır kan
Unutma Erkek sınır, Vallahi kadın vatan
El uzatan pisliğin defterini dürmeli
Ahire bırakmadan, burada hesap görmeli
Zulüm ve bozgunluk ile meşgul olanların sonlarının kötü olması Allah'ın kulları için koymuş olduğu bir kanundur.
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta