Naçar kaldığında düşler,
Gelir rüyama, pembe melekler...
Muştular! Gelecek güzel günler,
Şah’a kalkar şad’a susamış,
Ebedi kalacak edebi yürekler....
Düşler denizinde
Rotasız gemi
Sevgi ile doluyor yelkeni
Kin, nefret rüzgarları
Teğet geçiyor gemiyi
Mutluluktan ufuk çizgisi
Kavruk teninde,
Al yazmalı bebem...
İçli ağıtlar ağlatmasın kaderini
Bak kaç zemheri kırıp geliyor bahar!
Bak, kaç okyanusu yalayıp, gene doğuyor güneş!
Sırrını çözmek için yaşamın,
Yaşamını yer insanoğlu.
Kendi yaratır,
Kendi, inkar eder.
Maneviyat
Ve
Cam’a veriyorum nefesimi..
Silüetin beliriyor,
Sen sinmiş anılarıma….
Giden gider dostum,
Giden..gider! gitmesi gereken yola!
Geriye ne kalır dostum?
Kulaklara dolan ses,
Yürekte duran ekmek!
Üleşilmeyi bekler..
Annen doğum sancıları çekerken,
Çilekeş soframa biri daha geliyor demedi..
Demedi... diyemedi..
Ve sen tüm bebeklerle,
Ortak bir haznede,
Ortak koşullarda dönüştün cenine.
Başlama vuruşu,
Hazine kutusunda,
İlk gol,
Yerçekimine inat,
İlk adımda...
Ardından,
Şafaklar bekledim ben, duygularım barkın!
Şafaklar... alacası gümüş işli...
Yitik zamanlara erk katacak..
Umudum yaren, gözüm ufukta...
Zümrüdüanka’nın süzülmesini bekledim...
Şafakla beraber... düşlerin yolculuğuna...
tel örgüsü kirpiklerin ardında
unutulmuş bir orman
ormanın kalbinde
gökten sıyrılmış bir yıldız...
şiirlerini arzu adında bir arkadaşı ararken okudum. beğendim doğrusu. ayrıca aşka ömür biçilirmii şiirin iyi maya tutmuş. basit ama kurgusu iyi bir anlatım sergilemişsin. bize de anlamak kalmış :) benimde şiirlerim var eğer okumak ve eleştiride bulunmak istersen: ahmet öztürk adıyla varlar. eee aşk ...