Arzıhâlim şudur Yaratanıma
Hep düşmanlar eğdi bellerimizi
Kâfirler göz dikti de imânıma
Ketum eylediler dillerimizi
Daimâ Ellâh’ı zikir ederken
Halkettiklerini fikir ederken
Müstakim üzere çıkıp giderken
Nâra çevirdiler yollarımızı
Biçareyiz uçup gidemiyoruz
Tek iki tavuğu güdemiyoruz
Dostla, musâfaha edemiyoruz
Bilekten kestiler ellerimizi
Güneşi görmedik Millet hep kuzda
Tahsildarın gözü çömlekte, tuzda
Yokluk fukaralık omuzumuzda
Kaldıramaz olduk kollarımızı
Öşürcüsü tınazıma dalarak
Çıkan çece hayvanını salarak
Vergi diye, hasırı da alarak
Gaspetti eskimiş çullarımızı
Bizimdi üç kıt’a ve yedi deniz
İşgâl eylettiklerinden, esiriz
Sarsılmayan köklü çınar idik biz
Kırıp ayırdılar dallarımızı
Yaklaştı; yılışıp gülümseyerek
Kucağa aldılar benimseyerek
Sonra: Mezaristân yasak diyerek
Musallâda koydu sallarımızı
Yorganı çul altta hasırdır döşek
Bir tavukla kedi, köpek, bir eşek
Bir keçi, bir oğlak, bir koyun şişek
Sırkat eylediler mallarımızı
Döve, döve yol yaptırdı kendine
Şeytan bile eremedi fendine
Kanca takıp emperyalizm bendine
Mevlâya arzettik hâllarımızı
Yüz sene yaşattı bu ahvâl üzre
Cevâz yoktur mazarete ve özre
Hasret çeker iken bir tane azre
Geçersiz saydılar pullarımızı
Sanılmasın, doydularda gittiler
Milli mihenk taşımızda ittiler
İşkenceyle aç biilaç ettiler
Öksüzü, Yetimi, dullarımızı
Hayr umma İSLÂMİ: her işimizin
Kin solurdu kiprikle kaşımızdan
Eğilmek bilmeyen dik başımızdan
Kerpetenle çekti kıllarımızı
Kayıt Tarihi : 13.3.2023 00:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!