Arz-ı Hâl Şiiri - Ahmet Yıldırımtepe

ARZ-I HÂL
Hor görme birkaç dirhem sevda dilendik diye
Merhametini bilmem, cimriliğin aşikâr
Gamsız mı sandın beni güldük eğlendik diye
Gözümden süzülenler bilmez misin ki efkâr

Düşünceye dalınca dayanıp dirseğime
Bir eylül kuruverir içime otağını
Katık edip acıyı bir kuru ekmeğime
Susadığım nehirler terk eder yatağını

Sırdaş oldum geceyle öpüp yanaklarından
Sükûtu lisan bilip susarak destan yazdım
Hazan vurmuş takvimin kopan yapraklarından
Ölümün atlılarla yaklaştığını sezdim

Bir işaret fişeği arar durur gözlerim
Burcunda bekleyerek yankılanan sesinin
Dizimde uyuttuğum hayalini özlerim
Kalemini kırarak özgürlük kafesinin

Perçeminden ilhamla sana şiir dokudum
Gönlümün kuyusuna ebedi saldım seni
Tüm kutsal kitapları ayet ayet okudum
On ikinci surede Kur-an'da buldum seni

Yıldızları gözleyip toprağı kokluyorsun
Bırak göğe bakmayı bu kaçıncı alâmet
Güneş doğacak diye batıyı yokluyorsun
Üfle sura bekleme, artık kopsun kıyamet

Ahmet YILDIRIMTEPE