Arz-ı Hâl Şiiri - Mim Mustafa Hakan

İlahi! Divâna, zâr-ı nâlâna geldim.
Dertliyem; dermâna, dâr-ı ferhâna geldim.

Gâfilem; gufrâna, kân-ı Rahmân’a geldim.
Sefîlem; hayrâna, cân-ı canâna geldim.

Fakîrem; ummâna, bahr-ı mercâna geldim.
Hakîrem, meydâna, kahr-ı Sultâna geldim.

Âcizem; imkâna, rah-ı handâna geldim.
Nâçizem; emâna, Şah-ı cihana geldim.

Püryânem; bârana, âb-ı revana geldim.
Giryânem; cinâna, bâb- rıdvâna geldim.

Mahkûmem; zindâna, kasr-ı hubâna geldim.
Mahrûmem; zamâna, asr-ı tufâna geldim.

Meyûsem; beyâna, naz-ı lisâna geldim.
Yunûsem; pinhâna, arz-ı peymâna geldim.

14 Mart 2018

1 Dâr-ı ferhân: Ferah, sevinçli yer
2 Handân: Gülen, mesrur
3 Kasr-ı hubân: İyiler güzeller kasrı
4 Pinhân: Gizli, saklı, hafi
5.Zâr-ı nâlan: İnilti, ağlama
6.Kân-ı Rahmân:Rahmet çeşmesi, Rahmet madeni
7.Rah-ı handân:Mutluların, sevinçlilerin yolu
8.Bahr-ı mercân:Mercan denizi
9.Püryan:Büryan olmuş, kebab olmuş, yanmış
10.Bâran:Yağmur
11. Âb-ı revan: Akan su
12. Giryan: Ağlayan
13.Cinan:Cennetler
14.Bâb- rıdvân:Cennetteki Rıdvan kapısı
15.Arz-ı peymân:Yemin etme, yemin sunma