İslam’ın beş şartı “arz” değil “farz”, kulluk borcu.
Şahadet, namaz, zekat, haç ve ramazan orucu.
1989
Dün olmazsa olmazımdın, vaz geçilmezim.
Bugün olmasan da olurumsun, vazgeçtiğim.
Artık aşkım değilsin, sende arkadaşımsın.
Eğer ben Ali beysem, sen de Aliye hanımsın.
Yalnızlığa alış ki, bir gün yalnız kalacaksın.
Kısacık bu hayatta, ölümü bekler olacaksın.
Saati durdurup, kim “zaman durdu” diyebilir?
Altı çizilenin üstünden, kim altınla çizebilir?
Köpek köpeği ısırmazsa, arı da arıyı sokmaz.
Olmayacak olursa zincir kopar, tel kopmaz.
Sevgiyle yaşanır, yoksa yaşanmaz artık anla.
Nedendir o gereksiz uğraşlar, sapla samanla
İnanan, ne zaman inançsız kadar olursa cesur
O zaman sahiplenir dünyayı, yıkılır kale ve sur
İlk hata saflıktır, sonrakiler suçun bir ürünüdür.
Yüreğinde kin nefret taşıyanlar, çirkin görünür.
Aşılmayan engel vardır, aşılamayan engel olmaz
Kendi alın terinle yoğrulan, topraksa, kurumaz.
Neden hedefi bulan kurşuna, “kör kurşun” derler?
Bitmesini istediğin gün bitmez, zamanı zehir eder.
Konduğu dala değil, kanatlarına güvenir kuş
Benim yolum çıkmaz sokak, senin çakma yokuş.
Hayat eğer rüyaysa, rüyamda gördüğüm gerçek.
Bu gerçekler, uyanmazsam rüyamda öldürecek
1989
Ne kavakta “nar”, ne yüzsüz de “ar”
Pulu olanın, kulu olmaktır yar.
"İt havlaya havlaya, iti bulur” derler
Her evin işi, her dağın kışı başka beyler.
1989
Bedendir, yaşlanmaya mümessil
Çentikler tendedir, ruhun da değil.
Makyaj yaşı gizler, gençliğe meyil
Beden yaşlanır, ruh yaşadığı kadar.
Hak ettiğin kadar al, az kazansan da
Hakkın olmadıkları, hep almaktansa
Kişi yapacağı işten kendi sorumludur.
Halleşmek değil, helalleşmek doğrudur.
2009
Şeytan türban takmış, içimizde dolaşır
Fahişeden namussuz, edeple savaşır
Mahremiyet ulu orta, saçını saklamakta
Etek diz üstünde, streç, kimi aldatmakta?
Çırılçıplak soyunsa, bu dem bakmazlar
Dininde samimi olsa, türbanı alçaltmaz
Kadında ar aranır, altında ayar makbul.
Kadının arlısını ara, altında ayarını bul.
Gök kubbe altında ölümü bekliyorum
Şeker, kolesterol, tansiyon tekliyorum
Ak kundakla başladı, ak kefenle biter yol
Doğunca nasibimiz, şimdi toprağım bol.
2019
Dün, hak edenlerin hayallerini süslerdin
Bugünse, hak etmeyenlerin oyuncağısın.
Paramparça, bölük pörçük ve kırık dökük
Gönül bahçelerinde, sefa salıncağısın.
Daha buzağıyken yüz verirsen danaya,
Kasap’a kuyruk sallar, boynuz atar anaya.
Aç ağız aç kalamaz, fırıncıya kuyruk sallar,
Davulu görünce oynar, ölüyü görünce ağlar.
Adam yere bakar, su ağır akarsa kork denir
Cambaz ipte, balık diptedir, devir o devir.
Adam adamdır, olmasa da hiç parası pulu,
Eşek eşektir, semeri ipek olsa da bez çulu.
El yaptığından değil, yapmadığından mesul.
Amaç yaşamak mı, yaşatmak mı adabı usul
Ne yapacağımı söyle, düşündüğümü bırak.
Çiçeğin dikeni mi, dikenin çiçeği mi bak.
2002
Hiçbir şey yolunda gitmezken, sen gittin yar
Şans diye bir şey yoksa, kader de, kısmet var..
Adın dilimin tadıydı, haz veriyordu aşk yarası.
Gül verene gülüvermek midir, yüreğimin yarısı?
Vazgeçemediklerim vazgeçirdi, bu hayattan.
Kalbi bende olmayanı taşıdım, ağır dünyadan.
Kurduğum hayali, başkasıyla yaşıyorum ben?
Ben: Bana layık gördüm, hak etmedim sandın sen.
Hayatın tadını değil, ben kaçabilsem senden.
Sen bensiz yapamazdın, keyfini kaçırdım desem.
Hafıza geriliği mi, yara derinliği mi unutman
Senin unutman, akıl yerine yüreğinde olmam.
Akıl yürekten öndedir, yüreği değil aklı duy
Yedisinde neyse yetmişinde o, değişmez huy
Kaderle keder ayrıdır, kader alın yazısı
Keder kimine çile, kimi için yürek acısı.
2002
Emanet ödendi, amel faturasını taşımaktayım.
Mülk sahibi beni bekliyor, ecelime koşmaktayım.
Nereden, niçin nereye bin dört yüz yıllıki soru.
Ölmeyeceğini sanan nefis, bu ne meyl-i kusuru?
2000-
Hoş ve rahat yaşama arzusu, kötü sonuca sebep.
Başkasında kusur aramayı, kusur bilmektir edep.
Her risk başarı değil ki, her başarı mutlak bir risktir.
Ömür; Ne kadar değil, niçin yaşadığını bilmektir.
Hep iyi niyetimden kaybettim bak, bugüne değin.
İyi niyetimi de kaybettim, heba oldu onca emeğim.
2002
Ne kadar zor, ölümü beklemeden ölmek
Ve yatağında, öleceğin günü beklemek
Gerçeği saklama telaşında ki, ev ahalisi.
Ziyarete gelen, aynı dostlar ziyaretçisi.
Fısıltılı muhabbet, sık çalan telefonlar.
Sanki başında değirmen taşı, gramofonlar
“İyisin” der, umursamazların umursayanı
Misafirin yanında, ağlamazların ağlaması
Başucunda, on gün duran meyve sepeti
Eşinin kurmaya çalıştığı, sahte empati
Ne kadar zordur, çayda şeker gibi erimek
Uykuda geçecek geceyi, uyanık geçirmek
2018
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 5.11.2009 17:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İlk karaladığım şiirlerdir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!