Dert çekenler, derdi dermân eylemişler yâr gibi
Korkma artık et tevekkül, olsa zahmet nâr gibi
Burda vuslat sırrı vardır, sabredenler hep bilir
Derdi Hakk’tan bil ki ni’met, tertemiz ol kar gibi.
fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Mü'min bir kişi üç sabırla mükelleftir:
1. Taatte/kullukta sabır,
2. Musibetlere karşı sabır,
3. Masiyete/günah işlememekte sabır.
Lakin, bir hadis-i şerife göre asla Allah'tan dert, bela istememek lazımdır ve eğer imtihan gereği olarak bela, musibet, hastalık gibi şeyler verilirse de bunların izalesi için çare aramak ve Allah'a dua etmek lazımdır. Çünkü Resulullah da belaya ve hastalıklara maruz kalan ashabına onların şifası için hem dua etmiş hem de kendilerine dualar öğretmiştir.
Ehl-i tarikatın pişip yanmak felsefelerine gelince bunun gerçek İslam ile bir alakası yoktur. Zira böyle bir tavsiye ne ayetlerde ne de hadislerde geçer.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta