Benim dinim her çeşit tefrikayı reddeder,
"Hep birlikte Kur'an-a sımsıkı sarılın" der.
Aksi halde çoğalır her geçen gün hizipler
Tefrikadan çok çektik, uyanın artık yeter
Hani siz kardeştiniz, nedir bu düşmanlıklar,
Açın bakın Kitabı, bu hususta ayet var.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tebrikler doğru yazan kaleme...
İslamiyet tefrikayı ret eder
Müslümanlar tefrika sever
Şiirini okudum, bu beyit düştü dilime
Ne yapabilirim artık bak söyletene
şiirsel olarak güzel ..ama içerik olarak yanıldığınızı belirtmeliyim evet sizi anlıyorum aslında ortak noktalarımızda var amma bildiğiniz gibi değil..sahabe zamanında da vardı.. hariciler, Aliciler, muaviyeciler ve hatta aişeciler diye gruplar vardı.. yeterli zaman olsaydı daha derine inerdim amma zaman yo k özür diliyor saygılar sunuyorum..
İslamiyet her çeşit tefrikayı reddeder,
'Hep birlikte Allahın ipine sarılın' der.
Nereden çıktı böyle bu dini cemaatler,
Tefrikadan çok çektik, uyanın artık yeter.
Konu çok güzel kutlarım sizi
Hüsamettin Sungur
Hocam mukemmeli yakalamışsınız,
fazla teşbihlere girmeden rahat anlamayı
temin eden güzel ifadeler vermişsiniz.
Bir de' İHTİLAF I ÜMMETİ RAHMETİ'
gibi beyanları nazar-ı itibere alarak daha
şumüllü bir manzum yapılabilirmi diye beni
düşündürdünüz.
Tebrik eder saygılarımı sunarım efm.
***********************************************
TAM PUANLA TEBRİK EDİYORUM.KONU İTİBARİYLE GÜZE SEÇİLMİŞ BİR KONU.SELAM VE DUA İLE.
- İ s l a m T e f r i k a y ı R e d d e d e r -
İslamiyet her çeşit tefrikayı reddeder,
'Hep birlikte Allahın ipine sarılın' der.
Nereden çıktı böyle bu dini cemaatler,
Tefrikadan çok çektik, uyanın artık yeter.
Hani siz kardeştiniz, nedir bu ayrılıklar,
Açın Kur'anı bakın, hakkınızda ayet var.
Dil, ırk önemli değil, kardeştir müslümanlar
Ayrılığı bırakın, birlikten kuvvet doğar.
Rasülüllah görseydi bugünkü halinizi,
Kesinlikle reddeder, kınardı hepinizi.
Boşuna yorulmayın, yormayın kendinizi,
Birlik olun herzaman, yenemez kimse sizi.
Şucu bucu olmazdı sahabe zamanında,
Mü'minler çok mutluydu, birbirinin yanında.
Kardeşlik bağlarıyla bağlanmıştı bir anda,
Ensar ile Muhacirler kendi aralarında.
Kavmiyyet belasını,aranıza sokmayın,
Tefrikaya dalarak, kendinizi yakmayın.
İslam vahdet dinidir, aman ha unutmayın,
Cahiliyye çağını yeniden hortlatmayın.
Adem Uysal
İSLAMİYETİN ÖZÜNÜ ANLATAN ÇALIŞMANIZI BEĞENEREK OKUDUM...TEBRİK EDERİM...TAM PUAN..SELAM VE SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
Sevgili Adem,,,,,,,Konu itibarıyla güzel bir şiir, örneklemelerinde yerinde oldu,,vurgularda yerinede, fakat heceye ve kafiyeye daha fazla dikkat göstermelisin, ,,,,,,,,Çoşku dolu yüreğinine güller serptiriyorum.......saygıyla
kutlarım, anlamlı ve öğt verici bir şiir olmuş. 10 puan + antoloji. selam ve sevgilerimle.
Cahiliyet çağı hortlamakla kalmadı, çil , çaput sardı...
Güçlü kaleminizi kutlarım şair.
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta