Kobra cıvıltıları yükselir
Giriyor biribirine sesleri
Arkasında yanık kokusu,
Arkasında duman...
Acılı kadınlar
Arkasında
Gözü yaşlı çocuklar
Kobra cıvıltıları yükselir
İçinde salyalı
İçinde kudurgan
Parmakla gösterir öne çıkanı.
Kobra cıvıltıları yükselir
Titreşiminde
Meşenin damarı çatlarken,
Ürperirim
Çıkaramam sesimi.
De ki sessizliğimdir,
Zindanım benim, kobra cıvıltıları
Ülkem zindan olmuş sessizliğime
Tank içinde toprağıma yerleşir
Tank içinde oturmuş insan maketi
Hakim tepeler tutar.
Termal kamera hedefine kilittir...
...
Sesin, sesimdir hewal
Damar damar
Filize durup,
İnsanlığa
Açılan yürekte misin
Hewal...
Almış eline, üç maymun sureti
Üç maymun ağırlığında
Kirli mi kirli...
Eşi bulunmaz, insan maketi...
Asi olmak var Hewal,
İnsan adına asi olmak
Ancak insan, gelir kendine
Hırpalanmış ta olsa bedeni
Kendi işine bilenmesi...
Adım adım
Özgürlüğe müjde
Kurtuluşa giden
Al yüzlü
Bahar güneşinde,
Bak
Bak patlıyor
Meşenin tomurcuğu...
(Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap)
Şu Ellerimin Ettiğine
Bakın hele,
Hala konforlu bina yapıyorum
Kalbimin yitik ezgisinden
Emeğimi çalanlara,
Tabii ki kendimin olamadığından ellerim.
Ama yok elimde, ellerimden başka bir şey.
Suçu büyüktür ellerimin,
Suçu, kendinden de büyük
Değil nasır, değil kambur...
Değil
Potin dibinde ezilmek,
Satırla doğramak illa ki
Ya da,
Bir çivi ile tabelaya...
Benzin döküp yakmak var,
Ya da
Sınır boylarında,
Zulada,
Kurşunlanmak...
Mezarsızların yanında
Tutmak...
(Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap)
Her Biri Bir Kökün Sürgünü
Damarı yara aldığında
Filize durdu,
Kanı suya değdiğinde
Balık oldu.
Kendi hesabıydı,
Gözleri açık hesaplaşırdı
Ayakta olduğunca
Çakal sürüleri koşardı
Teslim almaya iradesini
İlk kurşunu sırtından yedi
Ağustos'un yarısında
Buharlaşırdı kanı cellatının suratında
Cellat, er geç
Kapanırdı dizlerine.
Damarından yara aldı,
Hamuru ayrı ayrı
Kanardı
Parmak parmak,
Parmaklarıyla saydılar hücrelerde
Her biri bir kökün sürgünü
Suya
Toprağa
Havaya karışmış
Bir kökün geleceği...
Kan kurumadı suda
Toprağa karıştı
Şimşek olup, yağmurla döndü
Vurdular
Hain pusularda vurdular
Karıştı kanı yoldaşının kanıyla,
Güneş oldu
Doğaya selama durdular
Cellatlarının beyninde ise
Patlayan birer bomba...
(Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap)
Tohum Acı İçinde Aç Kalırsın
Tohum kavrulurdu acı içinde
Bir başka mevsime girerken,
Filizlenir de, sofrana kadar gelip
İşlenir de, yüreğine parça parça.
Toprağın sancısı bu
Tohuma düşerdi
Bundandır, acı olurdu ekmeğin
Aç kalırdın
Acıdan uzak her şeye...
Düşmeye görsün tohum
Sancının üstüne,
Filize durur ki acısı
Yutamazsın
Yüreğine düşer ki
Kor ateşi gibi.
Bırakmaz seni, seninle,
Kavurur
Sessiz ve sakin,
Ölesiye...
(Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap)
...Ve Kader Dedikleri
Senin damarın, meşenin dalındaki mevsimdir
Çıkarıp atar, acımadan
Atar gövdesinden, işe gelmeyeni.
Bu, bir başka mevsimdir,
Kendini bulur.
Göz koyulduğundan beridir
Yükselir
Üzerinde kör duman...
İnsanın gözbebeği, insanındır
Gözbebeği anlatır insanı
O küçücük gözbebeği,
Dik duran kayanın oyuğundaki
Eğilmeyen meşe dalının
Meşeyi anlattığı gibi.
Şimdi çıplaktır dağları
Tepeleri çıplak
Ahh welat, welat
Welate ma,
Meşe dalında korumasız kalır
Savunmasız,
Damarına damarına
Kirli oyunlar oynanır,
Bu oyun içinde oyundur
Oyuna nasıl durulur? ...
Kurtuluşları değil elbet,
O karanlıktan kopan ellerin
Kurtuluşları değil
Son çırpınışlarıdır bunlar
Son çırpınışları
Bırakma kendini gözbebeğim
Bırakma
Varsın kırılsın dalların
Varsın savrulsun küllerin
Varsın deli bir rüzgarla savrulsun.
Kaderin
Birlikteliğine veriyor kendini
Açarak kucağını
Bir adım daha
Gelecek için bir başka mevsim
Geleceğe yakınlaşıyor
Gün be gün
Kızıllaşıyor da
Dört bir yandan,
Kan kızılıdır gün
Gün vuruyor karanlıklara,
Yırtıldı karanlık, bir kez yırtıldı
Daha da yırtılacak
Bu düzenbazlık gömütünde
Yüklenmiş te olsa tanrının omuzlarına
Kader dedikleri asırların oyunu...
(Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1.Kitap)
Kaldırım Taşları Görürdü
Dilinden düşürmeden
Üç sözcüğü büyüttü
Sokak sokak
Tam yedi sene.
Akranlarıyla mırıldanırdı
Oyun içinde
Kendi oyunuydu
Dosta da, düşmana da
Partizanca büyüdü tam yedi sene
Bıjı, her bıjı
Onurlu bir yaşama
Kaç dipçikle vurulurdu
Yaşına bakmadan.
Dikilirdi önünde körpecik bedeniyle
Dudağında üç sözcük
Sıkılı yumruk
Üç ateş kurşunu
Haykırırdı celladına karşı
Cellat makinalı, elleri kan içinde.
Kürdün inadıydı ateşte kavrulan
Gelişirdi bildiği üç sözcükle.
Olağanlaşmış, olağanüstünün mangası
Yanıbaşında yığılı
Sıra sıra
Gem tutulurdu fermana
Parelenirdi
Vücudu mermi gözeneklerinde
Yedi yaşında
Yumruk sıkılı
Haykırırdı inadına
Gözleriyle vururken düşmanı.
Metropol havası uzaktı kendine
Avuntuya boğulu
Çıksa da tek tek çıkardı sesleri
Sokak lambasına benzerdi aydınlanmaları.
Yedi senelik sözcük büyürken
Düşmezdi dillerden
Yedi yaşında bir partizan yığılırdı
Amed'in orta sokağında
Kaldırım taşları görürdü
Kurşun almış ağaç, inlerdi
Metropolleri duymazdı Anadolu'nun
Tek düzende...
(Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap)
Hücremdeydi Yitirdiklerimin Portreleri
Yağmurdan kopan bir su damlasında
İnerdi inmesine sızarak da olsa
Kapının gıcıltısında kalırdı
O yaramaz seslerde, bırakmazdı kulağımı.
Kırpamazdım gözümü
Sinsi adımların sesi atılırdı
Portrelerin üstüne
Sesin üzerinde kaldı bir su damlası,
Kuşatmaydı
Yüreğim çıkardı yerinden
Dışarıda soğuk kahkahalar
Dişlerim kenetlenirdi çenemle
Kırarcasına sıkılırdı
Yumruk sıkılırdı
Bir şey yapamamanın ezikliği
Dönüp yüreğimi sıkardı.
Bilinmeyenin bilineniydi,
Görülmeyenin görüleni
Sığınağım kan kuruması.
Dersim'in vadisine açılırdı
Yitirdiklerimin portreleri,
Bu daracık hücrede, gözlerimdedirler
Gözlerimde büyürler
Bir şeyleri var söyleyecekleri
Hangi yana çevirsem başımı
Boy boy portreleriyle
O yanımı doldururlar
O şirin, o sıcak bakışlarıyla
Kısa matrajlı filmlerin kesitleri gibi
Bu daracık hücreden çıkarıp
Nehirden nehire
Dağdan dağa
Köyden köye
O sıcacık elleriyle,
Ellerimden tutup gezdirirler,
Hanki hücre, hanki duvar
Hanki karanlık el bu hücrede
Eğebilir ki başımı...
(Kaynak: Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1. Kitap)
Munzur'un İki Yüzü
Munzur'a patikadan gidilir hewal
hain pusular arkasında
nişangahlar,
tayyere, kobra
tank, top sesleriyle karışık
köy yerlerinde kaçışan çocuklar
ağıtlar arasında
erkenden büyüyenler...
diğer yüzünde Munzur'un
faşizmin o iğrenç kahkahası vardır
ihanete, bitirmeye
yol açılır
işbirlikçileriyle...
(Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1.Kitap)
Toprağın Koynuna Girdiler
Bir uçtan bir uca, kenetlenir birbirine
Toprağın ezgisiyle düşenler
Düşenler ki kanlarıyla yarını gösterdiler
Seyit Rıza, Alişer...
İbrahim, Deniz, Mahir...
Mazlum, Hayri, Ağit, Kemal...
Bütünleştiler
Çarkın dişlilerinden kopan ezgilerle
Munzur'da, Fırat'ta, Dicle'de
Maltepe'de Cevahirle
Bütünleştiler... toprakla, suyla...
Tank, top, idam sehpalarındaki
Zayıflıktır zalimin gücü,
Yetmedi çağlayışına, yetmeyecek hewal.
Ayak altındaki beden silkiniyor artık
Doğrulup silkinmesi karanlığı ürkütür.
Ölümün izi vardır derin uykularda
Yaşamanın sırrı bugünlerde belirir
Çarkın dişleri arasında kalmış
Bir ezgili yürek
Çekip alır rengini zalimin elinden.
Fırat'ın çağlayışına kattılar seslerini
Küllerinden doğanlar...
Süzüle süzüle patikalardan geldiler
Toprağa yayılıp kapladılar suyu
Berrak sular içinde halklar sofrasına
Yarınlara...
(Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1.Kitap)
Kendinin Olman İçin
Zaman prangalara vurulmuştu
Acının gizemi karanlıklar içinde
Beyinlere oturtulmuş bir yelkovan
Eldeki kadehle tokuşurdu emeğin
Çaresizliğindir, yükündür
Kamburundur.
Ayağın sarp yollara düşerdi
Konuşmamanın,
Konuşamamanın ölçütü
Duyuramadığın çığlığındı
Karanlığın gizemi...
Katledilen doğacındı damar damar
Yayılmış acılarının bileşkesi,
Tarihin o acılardadır senin, sallanır
Kazınır dirhem dirhem.
Konuşamaman zamana kurulmuştu
Zaman prangalara vurulmuştu
Ürperirim ki
Boğuk sesin duyurmaz çileni
Acını, açlığını gidermez.
Karanlığın gölgesi yükselirdi,
Ağırdır
Vurunca da sırtından vurur
Uyan,
Uyan ki
Kendinin olman için...
(Ezgilerde Kaldı Yüreğim 1.Kitap)
Ercan CengizKayıt Tarihi : 3.11.2005 00:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(1.Artık sessiz gelmiyorlar, 2.Her biri bir kökün sürgünü, 3.Şu ellerimin ettiğine, 4.Tohum acı içinde aç kalırsın, 5.Ve kader dedikleri, 6. Kaldırım taşları görürdü, 7.Hücredeydi yitirdiklerimin portreleri, 8.Munzur'un iki yüzü, 9.Toprağın koynuna girdiler, 10.Kendinin olman için)
Anlamlı ve güzel bir şiir güzel bir anlatımla mesaj dolu bir şiir
Bir şairin şiir dili ile anlatılan güzel bir şiir
Artniyetle eleştirilecek bir yanını göremedim ben Ercan Cengizin şiirlerinde kardeşlik barış ve ülke bütünlüğü görüyorum Tabi bu bir şiir her tarafa çekebilirsin çekilebilir
Ercan kardeşim Emek ve yüreğine sağlık diyorum
Sesin, sesimdir hewal
Damar damar
Filize durup,
İnsanlığa
Açılan yürekte misin
Hewal...
Ben ne yazdığımı biliyorum ve ne yazacağımı da senden öğrenecek değilim..
Senin yaptığın şey vatan aşkı değil, vatan aşkından da değil... sen başka bir şey yapıyorsun ama o kelimelerin arkasına sığınmaya çalışıyorsun... Sen Türk vatandaşı isen şiire bir daha bak ve iyi oku, Türk Vatandaşına ya da Kahraman Askerine ilişkin bişey var mı ?.. Nerden uyduruyorsun bütün bunları?... Bir de tehdit ediyorsun, sana yakışır devam et...
Vatanına ve bayrağına aşık bir Türk Vatandaşı olarak size söyleyeceğim tek söz: benim kahraman askerimin içinde geçtiği tek şiir bile yazmayınız.Yazmayınız ki sayfanızda böyle yorumlar yeralmasın...
TÜM YORUMLAR (7)